Finansal başarıya ulaşmak istiyorsanız, Coin Mühendisi kanalımızın ücretsiz teknik analiz ve destek ve direnç eğitim serisini izlemenizi öneririz. Bu eğitim serisi, yatırımcılara fiyat hareketlerini anlama, trendleri belirleme ve olası dönüş noktalarını tahmin etme konularında kapsamlı bilgi sunmayı hedeflemektedir. Kanalımız, yatırımcılara rehberlik etmek için tasarlanmıştır ve finansal başarıya giden yolda size yardımcı olacaktır.
Başlangıç
Gerek bir teknik analistin, gerekse de borsada yatırım yapan herhangi birinin bilmek isteyeceği en önemli bilgi, fiyatların nerelerden dönebilecekleridir. Yükselen bir piyasada elde bulunan senetlerin nereden satması gerektiği, henüz alınmamışsa hala para kazanabileceği bir marj olup olmadığı, düşen bir piyasada ise, alım yapmak isteyenler için en uygun alışın hangi seviyeden yapılabileceği yada düşüşün hala satılmamış olan senetlerden kurtulmasını gerektirecek kadar daha devam edip etmeyeceği sorularının cevapları hep aynı konuya odaklanmaktadır, yani destek ve dirençlere.
Klasik teknik analiz metotlarının belki de en popüler malzemesi olan destek ve dirençler, piyasada arz ve talep dengelerinin yer değiştirdiği bölgeler olarak karşımıza çıkar. Bilindiği gibi arzın (yani satıcıların) talepten (yani alıcılardan) fazla olması fiyatların düşmesi, talebin arzdan yüksek olması ise fiyatların yükselmesi anlamına gelmektedir.
Bu durumda, arzın hakim olduğu düşen bir piyasada talebin arzla dengelendiği ve üzerine çıkmayı başardığı seviyeler karşımıza destek seviyesi olarak çıkarken, talebin hakimiyetindeki yükselen bir piyasada arzın taleple dengelendiği ve hakimiyeti ele aldığı seviyeler ise direnç seviyesi olarak oluşacaktır.
Destek ve direnç seviyeleri, piyasa davranışını anlamak, alım satım kararları vermek ve risk yönetimi yapmak için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, bu seviyelerin doğru bir şekilde tanımlanması ve yorumlanması, yatırımcılar için hayati bir beceridir.
Fiyatların destek ve dirençler arasındaki salınımının hikayesini resmettiğimizde, karşımıza yukarıdaki gibi bir şekil çıkacaktır. A noktasında talep arzın üzerindedir ve fiyatlar yükselmektedir. Alıcı miktarını karşılayacak düzeyde satışlar henüz yoktur. B noktasına gelindiğinde ise, yükselen fiyatlardan ilk satışlar gelmeye başlamıştır. Yükselişin ivmesi azalmaya başlamıştır.
C noktasına gelindiğinde ise artık yükselişten söz etmek mümkün değildir. Bu noktada arz talep dengesi oluşmuş ve gelen tüm alışlarda satışlarla karşılanmıştır. Fiyatlardaki yükselişin durması, henüz satışa geçmemiş kararsızların da satışa yönelmelerine neden olur. Yükselişin sonlandığına inanan satıcıların satış toplamlarının, alıcıların alış toplamlarını aştığı noktadan itibaren ise D noktasına doğru bir gevşeme başlamıştır. Bu, aynı zamanda desteğe kadar yaşanacak potansiyel bir düşüşün de başlangıcıdır.
Fiyatların destek ve dirençler arasındaki salınımının hikayesini resmettiğimizde ise karşımıza yukarıdaki gibi bir şekil çıkacaktır.
A noktasında arzın talebin üzerinde olduğu ve fiyatların düşmekte olduğu E noktası aslında yükselişte rastlanılan A noktasının bir ayna görüntüsü gibidir. Satışları karşılayacak alışlar henüz yoktur. Bu sefer arzulu olan taraf satıcılar iken, isteksiz olan tarafsa alıcılardır.
F noktasında ise düşen fiyatlardan ilk pozisyon almalarla birlikte düşüş hızında da gözle görülür bir yavaşlama başlar. Düşüşün bittiğine, buradan alım yapılması gerektiğine inananların sayısı ve alım miktarları bire bir karşılandığı yer ise G noktasıdır. Bu noktadan itibaren daha aşağıya düşmeyen fiyatlar alımları artırırken, satışları da azaltmaktadır ve potansiyel yeni bir yükselişin başladığı H noktasına geçilir.
Bu devinim görünüşte basit gibi duruyor olsa da, tecrübeli borsacıların bile bu basit salınımı kullanırken zorlandıkları ve kendi içlerinde ikilemler yaşadıkları bir gerçektir.
Şeklimize geri dönecek olursak, yükselişten maksimum faydanın sağlanacağı ve satış eyleminin gerçekleştirilmesinin gerektiği bölge B ile D arasında kalan alandır. Pratikte ise, duygularla akıl arasındaki çekişmenin yaşandığı bu alan tereddütlerle doludur. Piyasanın genel düşüncesi, B-C aralığında çıkışın devam edeceği, C-D aralığında ise yeniden toparlanacağı şeklindedir. Aynı mantıkla yükselişten maksimum faydanın sağlanacağı alım bölgesi ise, F ile H arasındaki alandır. Ancak bu bölge de, “Ya daha düşerse?” ve “Acaba düşüş gerçekten bitti mi?” gibi ikilemlerin yaşandığı yerdir.
Destek ve Dirençlerin Kullanımı
Eğer dirençle karşılaşan fiyatların gevşeme eğilimi gösterdiğini ve aynı şekilde, bir desteğe gelindiğinde eğilimin yükseliş yönünde oluştuğunu gözlemleyebiliyorsak o zaman buradan şu sonuçları çıkarmamız mümkündür;
- (1)Dirence Geldiğinde Sat
- (2)Desteğe Geldiğinde Al
Ve bunun doğal sonucu olan ,
- (3) Destek Kırılırsa Sat
- (4) Direnç Kırılırsa Al
Burada anlatmak istediğimiz şudur :
1 ve 3 Eğer açık bir senet pozisyonu taşıyorsanız, yükselerek direnç seviyelerine geldiğinizde veya düşerek desteği kırdığınızda satmayı düşünün. Ancak, eğer nakit pozisyon taşıyorsanız, dirence yaklaşırken veya desteği kırdığınızda alım yapmak için acele etmemeniz önemlidir.
2 ve 4 Eğer nakit pozisyon taşıyorsanız, destek seviyelerine yaklaştığınızda veya direnç kırıldığında alım yapmayı düşünmelisiniz. Ancak, bu noktalara elinizde senet pozisyonu taşıyarak geldiyseniz, mevcut pozisyonlarınızı korumak için dikkatli olun ve elinizdekileri kaptırmamaya çalışın.
Destek direnç çalışmasının mantığı, kazancınızı maksimize ederken kayıplarınızı minimize etmeye odaklanmıştır. Bir dirence yaklaşırken satış yapmanın mantığı, o seviyeden muhtemel dönüş olasılığının yüksek olduğunu anlamaktır. Unutmayın ki fiyatlar doğru saptanmış bir direnci kırma denemelerinin çok azında başarılı olurlar. Bu nedenle satışın anlamı, olasılıkları lehinize kullanma amacını taşır. Ayrıca, diğer olasılığın gerçekleşip direncin kırıldığı durumlarda yeniden alım yapabileceğiniz bir stratejiyi göz önünde bulundurmalısınız. Satış ile alım arasındaki fark, piyasaya ödenen bir sigorta primi olarak düşünülmelidir.
Desteğe gelince, alım yapma mantığı da bu yaklaşımanın ayna görüntüsü olarak çalışacaktır. Her iki durumda da, piyasa hareketlerini yakından izleyerek ve dikkatli bir şekilde pozisyonlarınızı yöneterek riskleri azaltabilir ve fırsatları değerlendirebilirsiniz.
Önceki Dip ve Tepelerin Kullanılması
Destekler, fiyatların düştüğü dönemlerde altına inilmekte zorlanılan ve genellikle alım baskısıyla karşılaşılan fiyat seviyeleridir. Dirençler ise, fiyatların yükseldiği dönemlerde aşılması zor olan ve genellikle satış baskısıyla karşılaşılan fiyat seviyeleridir. Bu seviyelerin saptanmasında kullanılan ilk yöntem, daha önce görülmüş olan dip ve tepelerin izlenmesidir.
Bu yöntemin uygulanması hem görsel hem de mantıksal açıdan oldukça kolaydır. Temel varsayım, daha önce fiyatların dönüş yaptığı belirgin bir dip seviyesinin gelecekteki düşüşlerde destek görevi göreceğidir.
Benzer şekilde, daha önce görülmüş belirgin bir tepe seviyesinin de gelecekteki yükselişlerde direnç görevi göreceği varsayılır.
Ancak burada önemli olan, herhangi bir dip veya tepeyi değil, herkesin genellikle en belirgin veya diğerlerine göre en aşırı olan dip ve tepe seviyelerini bulmaktır. Bu genellikle ya diğerlerinin arasında en belirgin olanlar veya diğerlerine göre en uç noktalardır.
Fiyatlar sadece düşük veya yüksek değil, en düşük veya en yüksek seviyeyi aramaktadır.
Dip veya tepeleri kullanarak destek ve direnç seviyelerini belirlerken, seçilen dip ve tepe noktalarını belirlemede bir diğer önemli kriter de hacimdir. Fiyatlar, dip ve tepe noktalarındaki dönüşlerde daha yüksek hacimle gerçekleşenleri tercih etme eğilimindedirler. Bu, piyasadaki katılımcıların büyük bir ilgi gösterdiği ve bir eğilimin sona erdiği veya tersine döndüğü noktaları belirlemede yardımcı olur.
Hacim, bir fiyat seviyesinin ne kadar güçlü veya zayıf olduğunu değerlendirmek için kullanışlı bir göstergedir. Yüksek hacimli bir dip veya tepe, o seviyenin piyasa tarafından daha fazla kabul gördüğünü ve bu nedenle daha güçlü bir destek veya direnç seviyesi olduğunu gösterebilir. Öte yandan, düşük hacimli bir dönüş noktası, o seviyenin daha zayıf bir destek veya direnç olduğunu düşündürebilir.
Dip ve tepelerin yanı sıra, zaman dilimleri de destek ve direnç seviyelerinin doğru bir şekilde tanımlanmasında önemlidir. Kısa vadeli destek ve direnç seviyeleri, günlük veya saatlik grafiklerde belirgin olabilirken, uzun vadeli seviyeler haftalık veya aylık grafiklerde daha belirgin olabilir. Piyasa katılımcılarının farklı zaman dilimlerine göre farklı stratejiler izlediğini unutmamak önemlidir.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.
Pingback: Bollinger Band İndikatörü Nedir ve Nasıl Çalışır? - Coin Mühendisi