Kripto para kullanımı, artan enflasyon, küresel ekonomik belirsizlikler ve bireylerin finansal kontrolü ellerine alma isteğiyle birlikte hızla yaygınlaşıyor. Peki, bu değişim ortamında geleneksel bankalar nerede duruyor? Sektör uzmanlarına göre bu ilişki rekabetten çok giderek bir yakınsama sürecine evriliyor.
Bankalar ve Kripto Arasında Yakınsama mı Başladı?
Sygnum Bank’ın Yatırım Direktörü Fabian Dori’ye göre, bankalar ve kripto arasında bir rekabetten çok birleşme süreci yaşanıyor. Özellikle Bitcoin ve Ethereum gibi dijital varlıklar rezerv varlık olarak benimsenmeye başlandıkça, bankalar da kripto teknolojilerinin sunduğu gerçek zamanlı işlem, şeffaflık ve verimlilik avantajlarını fark ediyor.
Benzer şekilde, kripto platformları da geleneksel finansın (TradFi) risk ve uyum süreçlerini benimsemeye başladı. Artık mesele “kripto gerekli mi?” sorusundan “kriptoyu nasıl entegre ederiz?” aşamasına geçti.
MEXC Research’ten Shawn Young da benzer bir görüşte. Ona göre, 2025 yılı itibarıyla bankalar blockchain teknolojisini bir tehdit değil, yeni nesil finansal altyapı olarak görmeye başlıyor. Hayatta kalmanın ve rekabetçi kalmanın yolu, iş birliğinden geçiyor.
Bankaların Stratejisi: Absorbe Et, Paketle, Sun
Bitget CEO’su Gracy Chen ise sürecin ne tam bir iş birliği ne de doğrudan bir çatışma olduğunu belirtiyor. Ona göre, bankalar kriptoyu kendi sistemlerine entegre etmeye, “evcilleştirmeye” çalışıyor. Tıpkı ETF’ler ve türev ürünlerde olduğu gibi, kriptoyu paketleyip geleneksel müşterilere sunmak istiyorlar.
Kripto paraların büyük kısmı artık bankalarla bağlantılı on-ramp’ler, saklama hizmetleri ve düzenlenmiş stablecoin‘ler aracılığıyla hareket ediyor. Bu da kripto sermayesinin çoğunun artık geleneksel finansla temas hâlinde olduğu anlamına geliyor.
Sırada Ne Var? Bankaların Kripto Hamleleri
Birçok büyük banka sadece stablecoin projelerine değil, aynı zamanda tokenizasyon, staking, saklama hizmetleri ve hatta kendi Layer-2 çözümleri üzerine de çalışmalar yapıyor. Bu tür ürünlerle bankalar hem yeni gelir modelleri yaratmayı hem de mevcut sistemlerini dijitalleştirmeyi hedefliyor.
Anthony Georgiades’e göre bazı bankalar, kripto ETF’leri, staking ödülleri, hatta kripto teminatlı kredi hizmetleri sunmaya başladı bile. Diğerleri ise tokenize menkul kıymetler veya dijitalleştirilmiş gayrimenkuller gibi ürünlere yöneliyor.
Ancak bu dönüşüm kolay olmayacak. Geleneksel sistemler kriptoya entegre olmak için hem teknik hem de regülasyon tarafında ciddi dönüşüm gerektiriyor. Örneğin, KYC, AML, cüzdan yönetimi, blockchain node erişimi gibi konular artık bankalar için vazgeçilmez hâle geliyor.
Rekabet Artıyor, Kalite Yükseliyor
Giderek daha fazla banka bu alana girdikçe rekabet de artıyor. Ancak bu, kripto-native firmalar için tamamen kötü bir haber değil. Bankalar genellikle altyapı, teknoloji ve uzmanlık konusunda dış desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu da kripto firmaları için yeni iş birliği fırsatları yaratıyor.
Chen’e göre, bankalar düzenleyici netlik ve ölçek sunarken, kripto-native şirketler ise hâlâ DeFi, Web3 entegrasyonları ve protokol geliştirme konularında üstünlüğünü koruyor. Dori de kripto firmalarının daha hızlı hareket edebilen, kullanıcı odaklı ürünler geliştirme kabiliyetiyle fark yaratmaya devam edeceğini belirtiyor.
Son Dakika kripto para haberleri için hemen tıkla.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.


