Kripto para ekosistemi çok yeni bir oluşum olduğu için sektör içinde aslında yanlış olan, ancak insanların doğru olduğunu düşündüğü birçok olgu bulunuyor. Ve bu durum bir çok yanlış bilgiyi ve dedikoduyu da beraberinde götürüyor. Bu tarz durumlara açıklık getirmek için ”kripto para piyasasında doğru sanılan 8 yanlış ı ”sizlerle birlikte inceliyoruz.
1-Bir Coinde %100’den Fazla %200, %300 ya da 2x, 3x gibi Zararların Edilebileceği Algısı
Kripto para yatırımlarında kar ve zarar hesaplama, genellikle yüzdelik değerlerle ifade edilir ve bazen karışıklığa neden olabilir. Bir coin ya da token’da %100 zarar, o coinin değerinin tamamen sıfırlanması anlamına gelir. Örneğin, 1 Dolar’a aldığınız bir coin’in değeri 0.50 Dolara düştüğünde, zararınız 2 katı değil, %50’dir.
Kar hesaplamaları da aynı mantıkla çalışır. 1 Dolara aldığınız bir coinin değeri 2 Dolara çıktığında, %100 kar elde etmiş olursunuz, yani coininizin değeri iki katına çıktı. Benzer şekilde, eğer bir coin %200 artarsa, bu coinin değeri 3 katına çıkmış olur.
Sonuç olarak, kripto para yatırımlarında kar ve zarar hesaplamaları, yüzdelik değerler üzerinden yapılır ve bu değerler, yatırımın katları olarak da ifade edilir. Bu kavramları anlamak, doğru yatırım kararları vermenize yardımcı olabilir.
2-Bir Coini Bitcoin, Ethereum, USDT ya da TL ile Almak Arasında Fark Olduğu Algısı
Döviz kurları, sadece günlük hayatımızda değil, aynı zamanda kripto para dünyasında da önemli bir rol oynar. Ancak, kripto paraların alım-satımında işlem çifti seçimi, bazen beklenenden daha büyük bir fark yaratabilir.
Bu örnekle birlikte, genel anlamda hangi para birimi ile bir coin ya da token alındığının önemi olmadığını, fakat bazı durumlarda işlem çifti seçiminin fark yaratabileceğini görebiliriz. Kripto para alım-satım stratejilerinizi planlarken bu faktörü dikkate almanız önemlidir. Bu, yatırımınızın verimliliğini artırabilir ve olası zararları en aza indirebilir.
3-Düşük Fiyatlı Kripto Paraların Daha Çok Yükselme Algısı
Örneğin, Dogecoin ve Litecoin’i ele alalım. Dogecoin’in birim fiyatı $0.06, Litecoin’in birim fiyatı ise $112’dir. Bir yüzey değerlendirmesiyle, Dogecoin’in daha “ucuz” olduğunu düşünebiliriz. Ancak, bu yaklaşımın tüm resmi göz önüne almadığı yerde, arz miktarı devreye girer.
Dogecoin’in dolaşımdaki arz miktarı 140 milyar adetken, Litecoin’in dolaşımdaki arz miktarı 73 milyon adettir. Piyasa değeri hesaplamasında, her bir coinin birim fiyatı, dolaşımdaki toplam adetle çarpılır. Bu hesaplamayla, Dogecoin’in piyasa değeri yaklaşık 9 milyar dolar, Litecoin’in piyasa değeri ise yaklaşık 8 milyar dolar çıkar. Bu sonuçlara göre, Dogecoin’in piyasa değeri, Litecoin’den daha fazladır.
4-Kripto Paraların Anonim Oldukları ve Takip Edilemez Oldukları Düşüncesi
Kripto para dünyasıyla ilk tanışanların genellikle düştüğü bir yanılgı, tüm kripto paraların anonim ve takip edilemez olduğu yönündedir. Ancak, bu tamamen doğru değildir. Evet, bazı kripto para birimleri, gizliliklerini ön planda tutarak, kullanıcılarının kimliklerini ve işlemlerini gizli tutar. Ancak çoğu kripto para birimi, işlemlerin tamamen şeffaf olduğu bir sistem üzerinde işler.
Kripto paraların çoğu, işlemlerin herkes tarafından görülebileceği, ancak bu işlemleri gerçek dünya kimliklerine doğrudan bağlayabilme yeteneği genellikle sınırlı olan bir yapı üzerinde faaliyet gösterir. Ancak, bazı hizmetler “mixer” olarak adlandırılır ve bu hizmetler, kullanıcıların kripto paralarını karıştırarak iz sürmeyi daha zor hale getirebilir.
Örneğin, Ethereum blockchain üzerinde gerçekleştirilen işlemler, “etherscan.io” gibi platformlar aracılığıyla herkes tarafından görüntülenebilir. Burada göz önünde bulundurulması gereken bir diğer nokta, bu şeffaflığın genellikle kullanıcılar arasında bir güven oluşturduğudur.
5-Bir Projenin, Üzerinde Bulunduğu Ağ Tarafından Maddi Destek Aldığı Algısı
Bir proje,bir ya da birden fazla ağda yer alabilir.Bir projenin Ethereum,BSC,Solana vb. Ağlarda yer alması,kullanmış olduğu ağlar tarafından partnerlik ya da maddi destek aldığı anlamına gelmez.Birçok proje ERC20 ya da Bep20 gibi protokolleri kullanıp,kendi token lansmanını rahatlıkla gerçekleştirebilir.
6-Kripto Paraların Yasadışı Olduğu ve Kara Para Aklanmasında Kullanıldığı Düşüncesi
Kripto paraların kullanımı ve kabul edilirliği, gün geçtikçe artıyor. Artan düzenlemelerle birlikte, birçok devlet, kripto paraları yasal bir statüye kavuşturmuş ve hatta üzerlerinden vergi almaya başlamıştır. Bu durum, kripto paraların meşruiyetini ve kabulünü artıran önemli bir adımdır.
Kara para aklama ile ilgili endişelere gelince, bağımsız araştırmalar, kara para aklamada en çok kullanılan varlığın aslında itibari paralar olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, kripto paraların kara para aklama aracı olarak etiketlenmesi genellikle yanıltıcı olabilir.
7-Kripto Paraların Sanal Para Olarak Nitelendirilmesi
Kripto paralar ve sanal paralar, hem benzerlikleri hem de farklılıklarıyla, dijital dünyanın iki önemli bileşenidir. Her ikisi de değeri olan ve saklanabilen dijital varlıklardır. Ancak, bu iki kavram arasında belirgin farklılıklar vardır.
Kripto paralar, değeri olan, saklanabilen ve değişim aracı olarak kullanılabilen dijital varlıklardır. Ancak kripto paraların en belirgin özelliği, kriptografi yöntemlerinin kullanılmasıdır. Bu yöntemler, işlemlerin güvenliğini ve doğruluğunu sağlar.
Sanal paralar ise genellikle oyun ve e-ticaret gibi sektörlerde kullanılır. Bunlar da değeri olan ve saklanabilen dijital varlıklardır. Ancak sanal paralar, kriptografi yöntemlerini kullanmazlar ve genellikle belirli bir platform veya servis içinde kullanılırlar.
Bu temel farklılıklar, kripto paralar ve sanal paralar arasındaki temel ayrımı belirler. Her ikisi de değerli ve saklanabilir olsa da, kullanım alanları ve güvenlik seviyeleri farklıdır.
8-Kripto Paraların Tamamının, Doğaya Zarar Verdiği Düşüncesi
Kripto paraların enerji tüketimi, genellikle iki ana faktöre bağlıdır: Kullanılan konsensus mekanizması ve bu mekanizmayı işletmek için gereken enerji. İki popüler konsensus mekanizması, Proof of Work (PoW) ve Proof of Stake (PoS)’dir.
PoW, birçok önde gelen kripto para birimi tarafından, örneğin Bitcoin, kullanılır. Ancak, bu sistem yoğun hesaplama gücü gerektirir ve bu da yüksek enerji tüketimi ile sonuçlanır. Bu nedenle, PoW, enerji tüketimi konusunda sıklıkla eleştirilmiştir.
Öte yandan, PoS, enerji tüketimini azaltan bir alternatiftir. Bu sistemde, madenciliğin yerini, kripto para birimine sahip olan ve işlemleri doğrulamak için “bahis” yapan kişiler alır. PoS, enerji tüketimi açısından çok daha etkilidir ve çevre dostu bir seçenek olarak görülür.
Sonuç olarak, kripto paraların enerji tüketimi, kullanılan konsensus mekanizmasına ve bu mekanizmanın işletilmesi için gereken enerjiye bağlıdır. PoW ve PoS, bu enerji tüketimini farklı şekillerde etkiler.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.