Kriptolar:
32937
Bitcoin:
$97.264
% 0.21
BTC Dominasyonu:
%57.7
% 0.64
Piyasa Değeri:
$3.34 T
% 0.30
Korku & Açgözlülük:
73 / 100
Bitcoin:
$ 97.264
BTC Dominasyonu:
% 57.7
Piyasa Değeri:
$3.34 T

Dünyaca Ünlü Uzmanlar Yorumladı: Altın Nereye Gidiyor?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bir haftayı geride bırakmasıyla birlikte artan jeopolitik belirsizlik, altın piyasasında bir yangını ateşledi ve fiyatlar 1.900 doların oldukça üzerinde seyretmeye devam ediyor. Belirsizlik dönemlerinde insanların bulabilecekleri her yerde güvenlik aramaları şaşırtıcı değil. Uzmanlara göre şu anda bu ABD doları ve altın oluyor.

Jeopolitik risklerle birlikte enflasyon riskleri de artıyor

Coinmühendisi.com haberlerinde de yer verdiğimiz üzere, Rusya’nın işgalinden bu yana, yaklaşık bir milyon Ukraynalı mülteci Avrupa’ya kaçarak önemli bir insani kriz yarattı. Savaş aynı zamanda büyük bir küresel ekonomik belirsizlik yaratıyor. İşletmeler saldırgan ülke ile bağlarını kestikçe Rusya ekonomisi neredeyse tamamen sakat kaldı.

Beklendiği gibi, savaşın petrol fiyatları üzerinde büyük bir etkisi var. Arz kesintileri, fiyatları varil başına 100 doların üzerine, 2008’den bu yana en yüksek düzeyine geri getirdi. Yükselen enerji fiyatları, enflasyon baskılarını artırıyor. Bu ortam, düzeltme bölgesinde seyreden hisse senedi piyasalarında büyük oynaklık yaratmaya devam ediyor.

Gittikçe daha az alternatifle, yatırımcılar toplu olarak altına ve değerli metallere yöneliyor. Fiyatlar, haftayı %4’lük etkileyici bir kazançla bitirdi. Birçok analist, fiyatların 2.000 doların üzerine çıkmasının sadece bir zaman meselesi olduğunu söylemeye devam ediyor.

Altının Cuma günü rallisi ekonomik arka plana bakıldığında daha da etkileyici. Cuma günü, ABD Çalışma Departmanından gelen veriler, ABD ekonomisinin Şubat ayında 678.000 iş yarattığını söyledi. Aynı zamanda, en son tarım dışı istihdam raporu, işsizlik oranının %3,9’a düştüğünü gösterdi.

Altın, güvenli liman akımlarını çekmeye devam ediyor

Haftanın başlarında, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, Doğu Avrupa’daki çatışmanın neden olduğu belirsizliğe rağmen, merkez bankasının bu ayın sonlarında faiz oranlarını artırma kararında olduğunu söyledi. Ancak, gelen verileri değerlendirirken Federal Rezerv’in hala çevik olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Piyasa analisti Neils Christensen’e göre, yılın başında, yaklaşmakta olan bir faiz artırımı haberi altın boğalarını harekete geçirmek için yeterli olurdu; ancak bunlar normal zamanlar için geçerli, bu ortamda güvenli bir sığınağa olan ihtiyaç güçlü bir motivasyon sağlıyor.

Yakın tarihli bir yorumda, Schroders fon yöneticisi James Luke, enflasyonun geleneksel tahvil piyasalarını olumsuz etkilemesi nedeniyle altının yatırımcılar için tek gerçek güvenli liman varlığı yolunda olduğunu söylüyor.

“Altın trade’inin ön saflarında yer alıyoruz ve daha fazla yatırımcının altına yöneldiğini ve portföylerine daha yüksek oranlarda eklediğini görüyoruz” diyen Sprott Inc’in CEO’su Peter Grosskopf da James Luke ile aynı gözlemi yapıyor. Sprott CEO’su, şu değerlendirmeyi yapıyor:

Altın için temel tema bu. İnsanlar bir şey yapmazlarsa korunamayacaklarını anlamaya başlıyorlar. Baskılar arttı, bu yüzden tahvillerde olmak size zarar verecek. Hissede olmak size zarar verir. Nakit tutmak seni cezalandırıyor, ama şu anda nakit tutmak ihtiyatlı.

“Birçok yatırımcı faiz artış döngüsünü son derece riskli görüyor”

Schroders’ın fon yöneticisi James Luke, milyonlarca insanı etkileyen büyük bir insani kriz yaratan Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının yanı sıra, dünya çapında değişen para politikalarının da küresel ekonomi için bir başka büyük tehdit oluşturduğunu söylüyor. Fon yöneticisi, şu açıklamayı yapıyor:

Piyasa stresinin arttığı zamanlarda bir değer deposu aramanın yanı sıra, birçok yatırımcının yaklaşan faiz artış döngüsünü anormal makroekonomik zemin göz önüne alındığında son derece riskli gördüğüne inanıyoruz. Gelişmiş ekonomiler, yüksek düzeyde borçlu olmanın yanı sıra, devasa parasal ve mali teşviklere bağımlı hale geldi. Teşvik ortadan kalktıkça ve faiz oranları yükseldikçe reel ekonomiye ve finansal piyasalara negatif etki potansiyeli artıyor.

“Altın önümüzdeki yıllarda alternatifsiz güvenli liman varlığı olacak”

James Luke, merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmalarında stagflasyon, düşük büyüme ve yüksek enflasyon ortamı yaratma riskinin bulunduğunu söylüyor. Bu olursa, merkez bankalarının rotayı hızlı bir şekilde tersine çevireceğini ve bunun da reel faiz oranlarının negatif bölgede kalacağı anlamına geldiğini belirtiyor.

Fon yöneticisi, altının önümüzdeki yıllarda “TINA” (alternatifsiz) güvenli liman varlığı olma yolunda olduğunu belirtiyor. James Luke, özellikle, piyasa oynaklığına karşı geleneksel bir koruma ve portföy riskine karşı bir denge olan tahvillerin, mevcut ortamda çok çekici olmadığını, şu şekilde açıklıyor:

Ekonomiler yüksek oranda borçlu, faizler hala tarihi düşük seviyelere yakın ve enflasyon yapısal olarak daha yüksekken, devlet tahvilleri gibi geleneksel korunma araçlarının geçmişte olduğu kadar çekici olduğunu iddia etmek zor.

Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri TelegramYoutube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir