Kriptolar:
32355
Bitcoin:
$98.217
% 3.39
BTC Dominasyonu:
%59.8
% 0.27
Piyasa Değeri:
$3.25 T
% 4.66
Korku & Açgözlülük:
82 / 100
Bitcoin:
$ 98.217
BTC Dominasyonu:
% 59.8
Piyasa Değeri:
$3.25 T

CZ’nin Zaman Yönetimi Hakkındaki Tavrı Ve Düşünceleri

Zaman kavramı

Zaman yönetimi, kişilerin işleri, görevleri,kazançları, projeleri ve günlük yaşamlarını daha etkili bir şekilde yönetmelerini amaçlayan bir beceri ve strateji olarak tanımlanır. Doğru bir zaman yönetimi, verimliliği artırır, stresi azaltır, hedeflere ulaşmayı kolaylaştırır ve daha fazla kişisel tatmin sağlar.

Peki Binance kurucusu Changpeng Zhao (CZ) zaman yönetimi konusunda ne düşünüyor ?

Kendisine sorulan “Bu kadar çok kitabı okumaya nasıl vakit buluyorsunuz?” Sorusuna karşılık olarak zaman yönetimi hakkındaki tavır ve görüşlerini şu şekilde açıklıyor:

Zaman yönetiminin çoğunlukla “hayır” demekle ilgili olduğuna inanıyorum. Yapmadıklarınız, yaptıklarınızdan daha önemlidir.

Tanışma toplantıları, tanıtım/keşif toplantıları vs. yapmıyorum. Bunlar çok zaman alır ve genellikle çok verimsizdir. Kabalığa bile varsa, hiç düşünmeden hayır diyorum. İnsanlara bu makaleyi gönderiyorum. Kaba olabilir, ama bana zaman kazandırıyor. Her şeyin kısa ve öz olmasını severim. Bu da başka bir şey için zaman kazandırır. Bir şey özetlenebiliyorsa, özetlenmelidir.

Toplantılarımın çoğunu, şahsen bile olsa, 15 dakika veya daha kısa tutuyorum. Yine daha baştan sadece 15 dakikam olduğunu söylüyorum. Bana ihtiyaç duyulmayan toplantılara katılmam. Sadece oturup dinlemem. 30 saniyede okuyabileceğim bir özet isterim. İş ya da kişisel, çevrimiçi ya da gerçek hayatta geyik yapmam. Her zaman “ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sorarım. Herhangi bir eylem alınması gerekmiyorsa konuşmayı sonlandırır veya yok sayarım. Eğlence amaçlı sohbet etmem.

Hem işte hem de kişisel olarak artık konuşmam gerekmeyen sohbet gruplarından çıkıyorum. Böylece tıklamam gereken bir şey daha azalıyor. Bir bildirim daha az, bir pencere daha az.

Bir de pek sosyalleşmem. Ben bir “merkez” değilim, birçok insanla iletişim halinde değilim. Küçük bir ağım var. Ağımda birkaç “merkez” (süper ağlara sahip kişi) olduğundan emin oluyorum. İhtiyacım olduğunda insanlara ulaşmak için onlara güveniyorum. Az sayıda arkadaşımla sosyal olarak takılıyorum, ama muhtemelen çoğu insandan çok daha az.

Alışveriş yapmam. Nefret ederim. Çoğu şeyi çevrimiçi olarak topluca satın alırım. Aynı pantolondan, gömlekten, çoraptan 10’ar tane vs. Bunlar da çoğunlukla arama sonuçlarındaki ilk 5 kalemden biri veya yapay zekanın önerdikleri olur, böylece düşünmek zorunda kalmam.

Yemek yapmam (yeteneksizim). Menüde gördüğüm ilk 3 şeyden 1 tanesini sipariş ederim. Sipariş vermek için 10 saniyeden fazla harcamam. “Fransız yemekleri” yerine hızlı yemekleri tercih ederim. Üzgünüm Fransa, tat meselesi değil, sadece zaman meselesi. Fransız şeflerden her zaman “tüm yemekleri” aynı anda servis etmelerini rica ederim ve yüzlerindeki kırgın bakışları görmezden gelmeye çalışırım.

Odamı, masamı ya da bavulumu düzenlemem. Her zaman karmaşa içindedir.

Biri bana bağlantı göndermedikçe haberleri okumam. O zaman bile, sadece 10 saniye bir göz atarım. Ben hızlı bir okuyucuyum.

Dünya Kupası’ndaki CR7 veya Arjantin gibi bir sponsorluğumuz olmadıkça spor müsabakalarını izlemiyorum. Hatta onun bile sadece son maçını televizyonda izledim. Ne maçtı ama! Zaman kazanmak için nelerden vazgeçmem gerektiğini biliyorum.

Televizyon izlemiyorum. Eskiden çok film izlerdim, ama artık çoğu filmi sıkıcı buluyorum. Belki de artık yaşlanıyorum.

TikTok, video akışı falan takip etmiyorum. Bel ağrım için Instagram’da “osteopat/kiropraktör/egzersiz” etiketli birkaç kişiyi takip ediyorum, böylece her gün bazı basit egzersizler yapmak için motive oluyorum.

Twitter’da bayağı zaman geçiriyorum ve blog yazıyorum.

Ben müzik dinlemem. Ayrıca restoranlarda veya toplantı mekanlarında yüksek sesli müzikten de nefret ederim. Her zaman sesini kısmalarını rica ediyorum. Sessiz yerleri severim.

Temel olarak, ben gerçekten çok sıkıcı bir adamım.

Kitapları okumaktan ziyade dinlerim. Duş alırken, dişlerimi fırçalarken ve tabii ki tuvalette kitap dinlerim. Arabada, hava limanlarında vs. kitap dinlerim. Her gün yatmadan önce bir saat kadar kitap dinlerim (böylece haftada kolayca 1 kitap biter). Yine de en fazla zaman uçaklarda oluyor. Eğer müsait olursam, bir blog yazısı falan yazmaya çalışıyorum. Yorgun olduğumda sadece kitap dinlerim. Uzun bir uçuşta 2-3 kitap okuyabilirim. Ve çok uçuyorum. Geçen yıl havada 600 saat kaldım.

Çoğu zaman 2,5x hızında dinliyorum (bir süre sonra alışıyorsunuz). Çoğu kitap ortalama 4 saatlik dinleme süresine sahiptir. 

Kitapları nasıl seçiyorum? Bazıları arkadaş tavsiyeleridir. Bazıları sevdiğim kitaplara dayalı yapay zeka önerileridir. Bir kitabı sevmediğimi anladığım anda hemen dinlemeyi bırakırım. Aldığım kitapların çoğunu bitirmem. Sevdiğim kitapları defalarca dinliyorum ve okumak için Kindle versiyonunu da satın alıyorum. 

Ve son olarak CZ zaman kavramı hakkında şunu söylüyor:

Zaman en sınırlı kaynaktır. Ve bilgi de en güçlü çarpandır. Zamanı başka hiçbir şeyle değişmeyin.

İşte CZ’nin Başarısının Ardındaki İlkeler

Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri TelegramYoutube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir