Solana vadeli işlem borsa yatırım fonlarının (ETF) piyasaya sürülmesi, sektörde kurumsal kabulün arttığının bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Ripple’a karşı açtığı davayı düşürmesiyle büyük bir hukuki zafer elde etti. Dört yıldan uzun süredir devam eden bu dava, kripto ekosisteminde menkul kıymet yasalarının nasıl uygulanacağına dair belirsizlikler yaratmıştı.
Solana Vadeli İşlem ETF’i Neler Kazandıracak?
Kripto yatırım ürünleri alanındaki en dikkat çekici gelişmelerden biri de Solana vadeli işlem ETF’lerinin piyasaya sürülmesi oldu. Volatility Shares tarafından başlatılan Solana ETF (SOLZ) ve 2X Solana ETF (SOLT), yatırımcılara Solana tabanlı vadeli işlem sözleşmelerine yatırım yapma fırsatı sunuyor.
Kripto ETF’lerinin piyasaya sürülmesi, geleneksel finans dünyasının blockchain ekosistemine olan ilgisini artırıyor. Bitcoin ve Ethereum’un ardından Solana’nın da düzenlenmiş yatırım araçlarıyla finans dünyasına entegre edilmesi, kurumsal yatırımcıların ilgisini çekebilir.

Bitget Research baş analisti Ryan Lee’ye göre, SOL vadeli işlem ETF’leri Solana için önemli bir dönüm noktası olabilir. Analist, bu adımın yalnızca Solana’ya olan ilgiyi artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda kripto piyasasına daha fazla likidite sağlayarak Ethereum ile arasındaki rekabeti kızıştıracağını belirtti.
Ancak Solana ETF’lerinin piyasaya sürülmesine rağmen, bazı yatırımcılar spot ETF onaylarının daha büyük bir etkiye sahip olacağını savunuyor. Vadeli işlem ETF’leri, yatırımcıların doğrudan SOL varlığına sahip olmasını sağlamazken, spot ETF’lerin piyasaya sürülmesi SOL’un fiyat hareketlerine daha doğrudan bir etki yapabilir.
Bu yazı da dikkatinizi çekecektir: Fidelity Solana Fonu, Delaware’de Kaydedildi
SEC XRP Kararından Vazgeçti
2018’deki ilk düzenleyici incelemelerden itibaren SEC, Ripple’ın XRP varlıklarını kayıt dışı menkul kıymet olarak sattığını iddia ediyordu. 2020 yılında açılan dava, Ripple’ın 1.3 milyar dolarlık yasa dışı menkul kıymet satışı gerçekleştirdiğini öne sürerek şirketi hedef almıştı. Ancak Ripple, XRP’nin bir menkul kıymet olmadığını ve Bitcoin veya Ethereum gibi merkezi olmayan bir varlık olarak değerlendirildiğini savunuyordu.
Dava sürecinde mahkemelerden gelen kararlar, SEC’in beklentilerinin aksine ilerledi. 2023 yılında mahkeme, XRP’nin borsalarda satılmasının menkul kıymet satışı olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetmişti. Bu karar, sektörde geniş yankı uyandırdı ve SEC’in düzenleyici çabalarının sınırlarını gözler önüne serdi.
Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, New York’ta düzenlenen Dijital Varlık Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, SEC’in davayı düşürmesini “kripto sektörü için tarihi bir zafer” olarak değerlendirdi. Bu karar, yalnızca Ripple için değil, tüm sektör için emsal teşkil eden bir gelişme olarak görülüyor. Düzenleyicilerin kripto şirketlerine yönelik baskılarının azalabileceğine dair umutları artırırken, kripto şirketlerinin gelecekte daha sağlam yasal dayanaklarla hareket edebileceğini gösteriyor.
Ancak uzmanlar, SEC’in bu yenilgiye rağmen tamamen geri adım atmayacağını ve gelecekte benzer davalarda farklı yaklaşımlar deneyebileceğini belirtiyor. Özellikle Ethereum ve diğer büyük blockchain projelerinin menkul kıymet olup olmadığına ilişkin düzenleyici tartışmalar devam ediyor.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.