Kriptolar:
36709
Bitcoin:
$87.204
% 0.44
BTC Dominasyonu:
%59.3
% 0.53
Piyasa Değeri:
$2.93 T
% 0.68
Korku & Açgözlülük:
17 / 100
Bitcoin:
$ 87.204
BTC Dominasyonu:
% 59.3
Piyasa Değeri:
$2.93 T

Saylor: Kuantum, Bitcoin’i Zayıflatmaktan Çok Güçlendirecek!

michael saylor, bitcoin

Michael Saylor, Aralık ortasında yaptığı açıklamada kuantum bilgisayarların Bitcoin’i zayıflatmak yerine daha da güçlendireceğini savundu. Saylor’a göre ağ güncellemeleriyle aktif coin’ler taşınacak, kayıp coin’ler ise donmuş kalacak. Böylece hem güvenlik artacak hem de arz azalacak. Ancak teknik gerçekler, bu anlatının sanıldığı kadar pürüzsüz olmadığını gösteriyor.

Bitcoin Gerçekten Kuantumdan Etkilenir mi?

Bitcoin’in kuantum karşısındaki temel zayıflığı, madencilik değil dijital imza altyapısında yatıyor. Ağ, secp256k1 üzerinde çalışan ECDSA ve Schnorr imzalarını kullanıyor. Shor algoritması, yeterli ölçekli bir kuantum bilgisayar ortaya çıktığında bu imzalardan özel anahtarları türetebilir.

Bu seviyede bir saldırı için yaklaşık 2.000–4.000 mantıksal kübit gereklidir ve mevcut donanım bu eşikten oldukça uzakta. Bu da Bitcoin’in teorik olarak en az bir on yıllık hazırlık penceresine sahip olduğunu gösteriyor.

Post-Kuantum Çözümler Masada Ama Bedeli Var

NIST, kuantuma dayanıklı dijital imza standartlarını resmileştirmiş durumda. ML-DSA (Dilithium) ve SLH-DSA (SPHINCS+) şu anda resmi standartlar arasında yer alırken, Falcon da sürece dahil ediliyor. Bu imzalar Bitcoin’e yeni çıktı türleri veya hibrit imzalar yoluyla entegre edilebilir.

Ancak bu geçişin maliyeti yüksek. Post-kuantum imzalar daha büyük veri boyutlarına sahip ve doğrulama maliyetleri daha fazla. Bu da blok kapasitesinin düşmesi, işlem ücretlerinin artması ve node işletme maliyetlerinin yükselmesi anlamına geliyor. Asıl zorluk ise teknik değil, yönetişim tarafında.

Asıl Sorun: Zaten Açıkta Olan Coin’ler

Saylor’ın “kayıp coin’ler donmuş kalır” söylemi zincir üstü gerçeklikle örtüşmüyor. Risk, coin’in aktif ya da kayıp olmasından değil, herkese açık bir public key’e bağlı olup olmamasından kaynaklanıyor.

Eski P2PK adresleri public key’i doğrudan zincire yazıyor. Taproot (P2TR) çıktıları da public key’i en baştan görünür kılıyor. Analizlere göre Bitcoin arzının yaklaşık yüzde 25’i halihazırda bu şekilde açıkta. Bu da yaklaşık 1,7 milyon BTC’nin potansiyel olarak kuantum saldırılarına karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor.

Bu coin’lerin bir kısmı “donmuş” değil, yalnızca sahipsiz. Yeterli teknolojiye sahip ilk saldırgan için potansiyel hedef niteliğinde.

Arz Azalır mı, Yoksa Kaos mu Yaşanır?

Kuantum sonrası geçiş, otomatik olarak arzın azalacağı anlamına gelmiyor. Üç farklı senaryo mümkün: güncellenmeyen coin’lerin terk edilmesi, açıkta olan coin’lerin çalınması veya henüz fiziksel bir tehdit yokken piyasanın paniğe kapılması.

Sonuç olarak Bitcoin kuantum karşısında güçlenebilir, ancak bu süreç kusursuz bir geçiş değil; pahalı, politik ve karmaşık bir dönüşüm gerektiriyor. Bu da meselenin kriptografiden çok koordinasyonla ilgili olduğunu gösteriyor. Saylor’ın iyimserliği, matematikten ziyade insan faktörüne duyulan güvene dayanıyor.

MicroStrategy (Strategy) Nedir?

Son dakika kripto para haberleri için hemen tıkla

Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri TelegramYoutube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir