Piyasalar düşüşteyken aşırı düzeltme, çıkarken de aşırı yükselme eğiliminde olur. Çin’in COVID-19 karantinaları nedeniyle ham petrol fiyatlarında yaşanan %2’lik düşüş, dünyanın geri kalanı bu salgını geride bırakmışken Pekin’in bu salgınla mücadeledeki aşırı hevesliliğini düşününce şaşırtıcı olabilir.
Aynı şekilde Cuma günü petrolde yaşanan %5’lik yükseliş de Çin’in, COVID-19’a karşı sıfır tolerans politikasını gevşettiğine dair söylentilerden kaynaklandı.
Gerçekten mi?
Pekin’in COVID-19 politikasında geri adım attığına dair spekülasyonları her duyduğumda, John Kilduff’un Çin’in karantina uygulamalarına ilişkin kısa değerlendirmesi aklıma geliyor; görünüşteki küstahlığına rağmen McKinsey’in bu konudaki uzun perspektifi kadar doğru. New York enerji hedge fonu Again Capital’in kurucu ortağı olan Kilduff bana “Bugün Çin’in yeniden açıldığını duyacaksınız ancak gelecek hafta tekrar kapandığını da duyacaksınız.” demişti. O zaman gülmüştüm ve Çin hükümetini fazla ciddiye alan insanlar konusunda ne kadar haklı olduğuna hâlâ gülüyorum.
Cuma günkü petrol rallisinin, Avustralya ile birlikte G7’nin nihayet Rus petrolü için sabit bir fiyat belirlemeyi kabul ettiği haberine tepki olarak gerçekleştiğine inanma eğilimindeyim. Bu, planın savunucuları için neredeyse imkansız görünen bir uzlaşmaydı.
Rus enerjisini adı hariç her şekilde silah haline getiren Vladimir Putin; Moskova’nın Ukrayna savaşını finanse etme kabiliyetini, küresel ham petrol arzını kesmeden sınırlamayı amaçlayan G7 planına katılan ülkeleri petrol vermemekle tehdit etti.
Kremlin’in G7 planına misillemede bulunacağı korkusu, aylardır petrole bir zemin oluşturarak yaz aylarında yaşanan satış dalgasında bile 80 doların altına düşmesini engelleyen temel unsurlardan biri olmuştu.
Fed’in faiz artırımı konusunda politik değişim yaşayacağına dair devam eden beklentiler – bu konuda sayısız ileri geri konuşmalara rağmen – Cuma günü petrolün yukarı yönlü hareketindeki bir diğer faktör oldu.
ABD’de iş sayıları, Ekim ayında yine tahminleri aştı ancak genellikle doların yükselmesine neden olan hedge fonları, bu kez doları vurmayı tercih ederek petrole ve emtia kompleksinin geri kalanına kazandırdı.
Cuma günü merkez bankasındaki bazı politika yapıcılar, Başkan Jerome Powell’ın iki gün önce aylık faiz kararını takip eden çok önemli basın toplantısında savunduğu agresif rejimden daha küçük faiz artışlarından bahsediyordu.
Çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada Powell, merkez bankasının faiz artırımı temposunu yavaşlatma – duraklatma değil – zamanının yaklaştığını düşündüğünü ve bunun Aralık veya Şubat toplantıları gibi erken bir vakitte olabileceğini söyledi.
Ancak aynı derecede önemli olanın, “politik duruşu, enflasyonu orta vadede %2 hedefine indirmek için yeterince kısıtlayıcı bir seviyeye getirme ihtiyacı” olduğunu vurguladı.
Fed, enflasyonu kontrol altına almak için Mart ayından bu yana faiz oranlarını altı kez artırdı: Haziran ayından itibaren 75 baz puanlık dört büyük artışla faizler, Mart ayındaki 25 baz puandan 400 baz puanlık zirveye ulaştı.
Burada asıl soru “kısıtlayıcı” olanın ne olduğu. Chicago Fed Başkanı Charles Evans, Cuma günü yaptığı açıklamada politikacıların alışkın olduğu 75 baz puana kıyasla 50 baz puanlık bir artışın bile caydırıcı olabileceğini öne sürdü.
Evans, “Daha küçük faiz artışlarıyla bile para politikasını sıkılaştırmak için yeterli alan var.” dedi.
Fed’in enflasyon hedefi yıllık sadece %2. Ancak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bundan dört kat daha hızlı artıyor. Haziran ayına kadar olan 12 aylık dönemde %9,1 ile 40 yılın zirvesine ulaştıktan sonra Eylül ayına kadar olan yılda %8,2 yükseldi.
Evans’ın açıklamaları, Fed’in enflasyona ulaşma yolunda daha uzun bir yol anlamına gelse bile faiz artırımlarının daha ufak olmasını istediğini gösterdi.
Chicago Fed Başkanı, Kasım ayı için öngörülen 75 baz puanlık artışı desteklediğini açıkça ifade etti. Ancak şunları ekledi: “Enflasyon raporları olumlu değilse ve Fed hâlâ hızlı bir artış yapmak istiyorsa tekrar tekrar 50 baz puanlık artış yapabilirsiniz. Fed, tepe politika faizine yaklaştığında faiz artışlarını 25 baz puan azaltabilir ya da riskler iki taraflı hale gelebilir.”
En az iki Fed politikacısı da aynı şekilde düşünüyor gibi görünüyordu.
Boston Fed Başkanı Susan Collins, Cuma günü yaptığı açıklamada “Fed’in daha küçük faiz artışlarına geçmesi çok mantıklı.” dedi.
Richmond Fed Başkanı Tom Barkin ise yavaşlamanın merkez bankasındaki çeşitli karar alıcılar tarafından çoktan tamamlandığını söyledi ve “Fed’in ayağının frende olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.” diye ekledi.
Yatırımcılar, ekonomistler ve iş dünyası liderleri, bir süredir Fed’in agresif faiz artışlarının dünyanın en büyük ekonomisini resesyona sokabileceği uyarısında bulunuyordu – 2020 ortalarında koronavirüs pandemisiyle patlak veren son yavaşlamanın üzerinden sadece 2,5 yıl geçtikten sonra.
ABD ekonomisi yılın ilk iki çeyreğinde, GSYİH’de üst üste kaydedilen %1,6 ve %0,6’lık negatif büyümelerle teknik anlamda resesyona girdi. Ancak üçüncü çeyrek GSYH’si %2,6 gibi dirençli bir oranda gerçekleşerek yeni bir ekonomik yavaşlamanın olası olup olmadığı ya da bunun yerine yumuşak bir inişin mümkün olup olmadığı sorularını gündeme getirdi.
Fed’in faiz artırımı konusunda fikir birliğine varmasını sağlayacak olan şey, verilerin büyük ölçüde yavaşlayan enflasyona işaret etmesi.
Bunun için önümüzdeki Perşembe günü açıklanacak olan Ekim ayı TÜFE raporunun, fiyatlar açısından yakıcı bir sonuç daha göstermemesi gerekiyor.
Eğer öyle olursa Fed’in faiz artırımı, Çin’in yeniden açılması kadar inandırıcı olacak.
Petrol: Piyasa Faaliyetleri ve Fiyat Özeti
Petrol boğalarının, en büyük petrol ithalatçısı Çin’deki COVID-19 karantina haberleri nedeniyle günlerce engellendikten sonra ritmini bulmasıyla New York’ta işlem gören WTI ve Londra’da işlem gören Brent vadeli işlemleri, Cuma gününü %5 artışla kapattı.
Perşembe günü her iki ham petrol göstergesi de Fed’in, on yılın en yüksek seviyelerinde seyreden enflasyonu kontrol altına almak için bir gün önce faizleri artırmaya devam edeceği taahhüdünü yinelemesine yönelik gecikmeli bir tepki olarak düşmüştü.
Fed’in tutumu doları euro, yen, sterlin, Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangı ile karşılaştıran dolar endeksini, Perşembe günü 113,035 ile üç haftanın en yüksek seviyesine çıkarmıştı.
Ancak Cuma günü endeks, ABD’nin Ekim ayı tarım dışı istihdam raporunda geçen ay 261.000 istihdam yaratılmasına rağmen bir noktada 111’in altına düştü. İstihdam edilen kişi sayısı, ekonomistlerin beklediği 195.000’den neredeyse %35 daha fazla.
Online ticaret platformu OANDA’da analist olan Ed Moya, tarım dışı istihdam raporunun “güçlü bir manşet rakam, yukarı yönlü revizyonlar ve daha fazla ücret artışı ile çoğunlukla canlı” olduğunu ancak “doların burada ezildiğini” belirtti.
Moya, “Dolar burada düşmeye devam ederse petrolün gücü amansız olabilir.” diye ekledi.
WTI Perşembe gününe göre 4,44 dolar artışla 92,61 dolarla seansı kapattıktan sonra nihai işlemini 92,60 dolardan gerçekleştirdi. Seansın en yüksek seviyesi 92,81 dolar oldu ve ABD ham petrolünün 11 Ekim’den bu yana ilk kez bu hafta 90 doları aşmasının ardından dokuz haftanın en yüksek seviyesine ulaştı. Haftalık bazda WTI %5,4 yükseldi.
Brent, 3 dolar artışla seansı resmen 97,67 dolarda bitirdikten sonra 98,75 dolardan işlem gördü. Küresel ham petrol göstergesi 98,74 dolar ile seansın en yüksek seviyesine ulaştı. Haftalık kazancı yaklaşık %2 oldu.
Moskova’nın, küresel arzı kısmadan Ukrayna işgalini finanse etme kabiliyetini sınırlamak amacıyla Rus petrolünün satış fiyatına sınır getirme yönündeki G7 planına karşı Kremlin’in misilleme yapacağı korkusuyla, Cuma günkü petrol rallisi daha da güçlendi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçmişte bu plana misilleme olarak G7 planına katılan ülkelerle anlaşma yapmama ya da ham petrol ihracatını tamamen askıya alma tehdidinde bulunmuştu.
Petrol: WTI Teknik Analiz
SKCharting.com’un baş teknik stratejisti Sunil Kumar Dixit, Basit Hareketli Ortalamaya (SMA) atıfta bulunarak “WTI’nın hareketi, 88,60 dolarlık 100 Günlük SMA tarafından iyi bir şekilde desteklenmeye devam ediyor ve boğaların gündeminde, 97,70 dolarlık 200 Günlük SMA’ya doğru bir ölçeklendirme var.” dedi.
Dixit, WTI için artış yönlü hızlı hedefin/direncin, 50 haftalık Üstel Hareketli Ortalama (EMA) olan 93,77 dolar olacağını da sözlerine ekledi.
Altın: Piyasa Faaliyetleri ve Fiyat Özeti
Her fırsatta sarı metale saldıran hedge fonları, ABD’nin aylık istihdam raporunun beklentileri yine aşmasının ardından – ki bu durum normalde altından ziyade doların işine yarayacaktı – altına şaşırtıcı bir şekilde sevgi gösterince altın Cuma günü son 2,5 yılın en iyi yüzdelik kazancını elde etti.
ABD’nin altın vadeli işlemler sözleşmesi, Cuma günkü işlemlerini %2,8 artışla tamamladı ve New York Comex’te Aralık sözleşmesi, 45,70 dolar artışla 1.676,60dolardan kapandı. Investing.com verilerine göre bu, gösterge sözleşmenin %2,9 yükseldiği 2 Nisan 2020’den bu yana altın için bir günde elde edilen en büyük yüzdelik kazanç oldu.
Haftalık bazda Aralık vadeli altın, son dört haftanın en iyi haftasında %1,9 yükseldi.
Bazı yatırımcılar tarafından vadeli işlemlerden daha yakından takip edilen spot külçe fiyatı, Cuma günü 1.681,38 dolardan kapandı. Perşembe günü spot altın, son beş haftanın en düşük seviyesi olan 1.616,69 doları görmüştü.
Altın: Fiyat Görünümü
SKCharting’den Dixit, altın fiyatlarının tekrar toparlanmadan önce muhtemelen biraz düşeceğini söyledi.
Dixit, “Altın gün içindeki 4 saatlik zaman dilimlerinde aşırı alım gördüğünden 1.673 dolara ve 1.660 dolara doğru bir miktar düşüş göz ardı edilemez.” dedi. “Fiyatlar 1.645 dolara doğru düşerse alıcılar, bunu yeniden birikim için kullanırken diğerleri düzeltmeyi, açığa satışları kapatmak için bir fırsat olarak kullanabilir.”
Dixit, altın boğalarının 1.681 doları aşmasının muhtemelen 1.720-1.785 dolar aralığında uzun bir ralliye yol açacağını ancak bazı hareketlerin sarı metalin de dalgalı olmasına sebep olacağını söyledi.
“Önemli olan, altının ayı 1.735 doların üzerinde kapatmayı başarması halinde kısa ve orta vadeli görünümün yükselişe geçecek olması. Yedi aylık amansız darbeden sonra en az iki üç ay boyunca bir miktar yükseliş tepkisi bekleniyor.”
Altın yorumcusu Mark Hulbert ise farklı bir görüşe sahipti ve toparlanmanın uzun sürmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Hulbert’e göre sarı metalin küllerinden yeniden doğabilmesi için tam bir erime yaşaması gerekiyor, tıpkı meşhur Anka kuşu gibi.
Cuma günü yayımlanan bir blog yazısında “Uzun süredir acı çeken altın böcekleri, muhtemelen bir süre daha acı çekmek zorunda kalacak.” diye yazdı.
“Çünkü altın yatırımcıları genel olarak havlu atmış ve sarı metalden vazgeçmiş değil. Ancak bu sözde teslimiyet gerçekleştiğinde muhalifler bir dibin yaklaştığından emin olacak. Bu yıl teslimiyetin yakın olduğu birkaç durum yaşanmış olsa da altın yatırımcıları her seferinde uçurumdan geri adım attı.”
Hulbert, Cuma gününün, altın boğalarının gerekeni yapamadığı “bir başka fırsat” olduğunu da sözlerine ekledi.
Yasal Uyarı: Barani Krishnan, hakkında yazdığı emtia ve menkul kıymetlerde pozisyon sahibi değildir.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.