Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), blokzincir ağlarındaki staking faaliyetlerinin yasal konumunu netleştirmek amacıyla dünyanın önde gelen non-custodial staking sağlayıcılarından Everstake ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye SEC’in Kripto Görev Gücü de katıldı.
Toplamda 193 milyar dolardan fazla dijital varlığın stake edildiği günümüzde, ABD’de staking hizmetlerinin menkul kıymet kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor.
Daha önceki SEC yönetimi, Kraken, Coinbase ve Consensys gibi büyük borsalara karşı staking hizmetleri nedeniyle yaptırım uygulamıştı. Ancak mevcut yönetim, bu yaptırımların büyük bir kısmını geri çekmiş durumda.
Everstake: Kullanıcı Varlıkları Her Zaman Kontrol Altında
Görüşmede Everstake, non-custodial staking’in yatırım ürünü değil, tamamen teknik bir süreç olduğunu belirtti. Şirkete göre kullanıcılar, stake süreci boyunca varlıklarının kontrolünü kaybetmiyor ve herhangi bir üçüncü tarafa mülkiyet devretmiyor.
Şirket, bu modelin teknik olarak bir yatırım sözleşmesi içermediğini, bunun yerine bir blokzincir altyapı süreci olduğunu savundu. Konuyla ilgili şirketin kurucusu Sergii Vasylchuk şunları dile getirdi:
“Staking, herhangi bir finansal enstrüman ya da menkul kıymet işlemi değil. Bu süreç, merkeziyetsiz ağların işleyişini sağlayan temel bir protokol mekanizmasıdır.”
Düzenleyici Belirsizlik Sona Ermeli
8 Nisan 2025’te SEC’in Kripto Görev Gücü’ne sunulan bir mektupta, Everstake; non-custodial staking ile birlikte custodial ve likit staking modellerine de düzenleyici netlik getirilmesini talep etti.
Şirket, bu staking modelinde kullanıcıların varlıklarını kendilerinin sakladığını, fonların havuzlanmadığını ve herhangi bir yönetsel kazanç beklentisinin oluşmadığını ifade etti.
Everstake’in sisteminde kullanıcılar sadece doğrulama hakkını devrederken, token sahipliğini tamamen ellerinde tutuyor. Ödüller ise doğrudan blokzincir ağı tarafından algoritmik olarak dağıtılıyor.
Non-Custodial Staking, Howey Testi’nden Geçmiyor
Mektupta ayrıca, staking işleminin Howey testinin hiçbir unsurunu karşılamadığı vurgulandı. Kullanıcılar ortak bir girişime para yatırmıyor, şirketin çabalarına dayalı bir kazanç beklemiyor ve finansal sonuçlar için şirket yönetimine bağlı değiller.
Ödüller yalnızca ağdan gelen teşviklerle oluşuyor ve bu kazançlar, piyasa koşullarına göre değişkenlik gösteriyor.
Everstake ayrıca, staking’in menkul kıymet olarak değerlendirilmemesi için bazı temel kriterler sundu:
-
Kullanıcının varlık kontrolü
-
Fon havuzlamasının olmaması
-
İzni olmayan (permissionless) çıkış imkânı
-
Yalnızca teknik hizmet sağlanması
Şirket, non-custodial staking’i, SEC’in daha önce menkul kıymet olarak görmediği proof-of-work madenciliğine benzetiyor.
Netlik Olmadan İnovasyon Tehlikede
Şirketin hukuk sorumlusu Margaret Rosenfeld’e göre, non-custodial staking sürecinde varlık devri, yatırım sözleşmesi veya üçüncü taraf riski bulunmuyor. Bu nedenle menkul kıymet düzenlemelerine tabi tutulmasının, merkeziyetsiz teknolojilerin gelişimini tehlikeye atacağı görüşünde:
“Bu modeli menkul kıymet gibi değerlendirmek, blokzincir alanındaki inovasyonu ciddi şekilde sekteye uğratır.”
Ancak SEC cephesinden henüz somut bir düzenleme sözü verilmiş değil. Rosenfeld, kurumun görüşmelerde herhangi bir taahhütte bulunmadığını, ancak sektör temsilcilerini dinlemeye devam ettiğini belirtti.
Son Dakika kripto para haberleri için hemen tıkla.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.


