Kripto para piyasası yeni bir dönemin eşiğindeyken, ortaya çıkan rezerv kanıt sistemleri korunma için yeterli olacak mı?
Kripto para piyasası en zorlu zamanlarından birini geçiriyor. Terra krizinin patlak vermesiyle birlikte yıkılan piyasa için FTX borsasının çöküşü de ağır bir darbe oldu. Şimdilerde kripto piyasası ayı trendini, en derinden hissediyor. Bu süreçlerin ardından Binance, piyasadaki güvenilirliği geri kazandırmak için ortaya bir fikir attı. Bu fikir, borsaların rezerv kanıtına gitmeleriydi. Ayrıca Binance, bugün yeni rezerv kanıt sistemi olan Proof of Reserve’ü (POR) duyurdu. Ancak, tüm bu çabalar sonraki çöküş için yeterli bir korunma yöntemi olabilecek mi?
Piyasadaki Çöküşler ve Piyasadan Çıkan Likidite
Merkeziyetsiz akıllı sözleşmeler platformu ve stablecoin ihraççısı olan Luna’nın çöküşü, yılın en önemli kripto olaylarından biri oldu. Piyasa değer sıralamasına göre ilk 10 içerisine giren proje, 120 dolar seviyelerine kadar yükselmeyi başarmıştı. Ağ yapısı olarak, Luna ve UST coin’lerini birbirine bağlayan sistemde yaşanan sıkıntılar projeyi tarihe gömdü.
Çöken bu Luna projesinin, yatırımcılara yansıması ise oldukça ağır oldu. Anlık çöküşte, sadece Luna’nın sıfırlanmasıyla birlikte piyasadaki 40 milyar dolar buhar oldu. Yani sadece bir kripto para, yatırımcılarının 40 milyar dolarının yok olmasına neden oldu.
Peg’liği bozulan UST’yi kurtarmak isteyen Luna Vakfı, elindeki tüm rezervleri satmaya başlamıştı. Bitcoin başta olmak üzere, Luna’yı bile satmaktan kaçınmadılar. Elinde yüz binlerce Bitcoin’i bulunan vakıf, piyasaya ağır darbe vurdu. O çöküş, tüm piyasadan milyarlarca doları buhar etti. Bitcoin’in düşüşü, stablecoin’lerin sarsılışı ve Luna’nın sıfırlanması iddialara göre 100 milyar dolar üzerinde bir parayı yok etti. Elbette, kaybeden olduğu gibi kazanan da vardır. Bu para birilerinin eline geçti diyebiliriz. Ancak bu, sektörün çöküşüne engel olamadı.
Diğer taraftan bakıldığında, FTX’in çökmesi ve ardından iflas bildirmesi de önemli bir olay olarak tarihe geçti. Bu olay, kripto para piyasasından 70 milyar doların üzerinde bir parayı buharlaştırmaya yetti. Binance CEO’su Changpeng Zhao, FTX tarafında yaşanan sıkıntılara değinerek elindeki FTT’leri satacağını belirtti. Bu söylemin ardından başlayan süreçte, FTX ve Alameda’nın kirli sepeti ortaya çıktı. FTX, kardeş şirketi Alameda’yı kurtarmak için kullanıcı varlıklarıyla işlem yapmıştı. Ortaya çıkan bilançoda, milyarlarca doların ziyan olduğu anlaşıldı. Bu haberlerin düşmesi ve FTX’in çöküşü, bir günde 10 milyar doları buharlaştırdı. Kripto endüstrisi, yılın en ağır darbelerinden birini daha almış oldu. Alameda ve FTX’in yatırım yaptığı projeler ise birbir çökmeye başladı. Bazıları iflas kararı aldı ve yatırımcılar mağdur oldu.
Peki, Rezerv Kanıtları Milyarlarca Dolarlık Çöküşleri Karşılayabilecek mi?
Rezerv kanıtlarının başlamasıyla birlikte, birçok kripto para borsası varlıklarının bir kısmını açıklamaya başladı. Nansen verilerine göre, dünyanın en büyük kripto para borsası olarak anılan Binance’ın 64 milyar dolarlık bir rezerv kanıtı bulunuyor. Diğer borsaların rezervleri ise 6 milyar dolar ile 1 milyar dolar arasında.
Coinbase tarafından gelen açıklama da dikkat çekti. Borsa, elinde 2 milyon adet Bitcoin rezervi olduğunu dile getirdi. Bunun da yaklaşık değeri 30 milyar dolar seviyelerinde.
Ancak, piyasada yaşanan bir çöküşte milyarlarca doların buharlaştığını ve panik satışların başladığını düşünelim. Bu durumda rezervler sağlam kalabilecek mi?
Günde yaklaşık olarak 10-15 milyar dolarlık bir işlem hacmi yakalayan FTX, bir o kadar da müşteri varlıklarını elinde bulunduruyordu. Ancak çöküşün etkisi ve yaşanan panik süreci, borsadaki anlık çıkışlara neden oldu. Teminatlarını karşılayamayan ve müşterilerine varlıklarını teslim edemeyen FTX, işlemleri durdurmak zorunda kaldı.
Bu süreci göz önünde bulundurduğumuzda, olası bir çöküşte hiçbir borsanın garantisi yok gibi görünüyor. Çünkü burada, çöküşün yarattığı etkiden ziyade, yatırımcıların yaşadığı panik daha etkili.
Olası Bir FTX veya Luna Çöküşünde Borsalar
Kripto endüstrisinin geleceğinde, tekrar bir çöküş hikayesi görebiliriz. Bu her zaman masada. Böyle bir durumda, ortalama olarak 50 milyar dolarlık bir para buharlaşabilir. Bu buharlaşma, kaybeden taraftan kazanan tarafa geçse de piyasanın çökmesinde domino etkisi yaratıyor.
Olası bir 50 milyar dolarlık çöküşte, Binance dahil diğer tüm borsaların yaşayacağı süreçler göze çarpıyor.
Kripto paraların prensipteki yapısı, coin adeti ve coin’lere yatırılan dolar miktarıyla doğru orantılıdır. Piyasa değeri 100 milyon dolar olan bir coin, 50 milyon dolarlık bir varlığı içinde barındırır. Likidite mantığıyla kabul edilen bu prensipte, tüccar mantığı geçerlidir. Coin almak isteyen likidite havuzuna dolar bırakmak zorundayken, dolar almak isteyen bu likidite havuzuna coin bırakır. Likidite havuzunda doların azalması ve coin miktarının artması, proje fiyatının da düşüş yaşaması anlamına gelir.
Kripto para borsaları da bu prensiple algoritmalarını çalıştırırlar. Her listeli coin için, coin ve karşılığına denk gelen dolar miktarı havuzda yer alır. Borsadan A coin’ini almak isteyen bir kişi, borsaya dolar bırakır ve coin’ini alır. Bu durumda borsaya geçen dolar, A coin’inin likidite havuzuna eklenir. Tem tersi işlemde de borsa doları verir ve coin’i alarak likidite havuzuna ekler.
Borsada listeli olan bir coin’in patlaması durumunda, o coin’in likidite havuzu yatırımcılar tarafından neredeyse tamamen boşaltılır. Havuzda sadece coin miktarı kalır ve projenin fiyat değeri sıfırlanır. Böyle bir durumun yaşanabileceği ihtimali ise her zaman masada yer alıyor. Bunun olması halinde, yaşanan panikle etki, 10 katına kadar çıkabilir.
Bu durumda borsaların rezervleri de erimeye başlayacaktır. Özellikle borsaların stablecoin rezervlerinde ciddi baskılar meydana gelecek. Çünkü, kullanıcılar ellerindeki coin’leri havuza bırakarak dolar karşılığını çekmeye çalışacak. Böyle bir paniğin ve çöküşün, hiçbir borsa tarafından karşılanamayacağı gerçeği de son zamanlardaki olaylardan sonra ortaya çıktı.
Borsalar Ne Yapmalı?
Dünyanın en büyük kripto para borsalarından biri olan FTX, çöküşünün arkasında daha çok hatalarını barındırıyor. Şirketin yöneticileri, kaldıraçlı işlemlerde oldukça sık işlem yaptılar. Teminat olarak ise müşteri fonlarını göstermek zorunda kaldılar. Çünkü ayı piyasasında, long yönlü işlem açmayı seven bir kitleydiler.
Binance tarafından ortaya atılan bu yeni model ve hamle, bakıldığı zaman piyasa açısından oldukça umut vadediyor. Elbette bu, kusursuz bir yönetim gerektiriyor.
Çünkü borsaların sunduğu rezerv kanıtları, aslında tamamen müşteri fonlarından ibaret görülüyor. Borsadaki likidite havuzu 1:1 oranında karşılık veriyor diyebiliriz. Olası çöküşün yaratacağı panik ve para çıkışı, 1:1 oranından şaşılırsa borsaların para çekme işlemlerini durdurmalarına sebep olacaktır.
Merkeziyetsiz borsalarda bu durum tam anlamıyla 1:1 oranında işlemektedir. Pancakeswap borsasını örnek alalım. Burada çıkan projeler, likidite havuzuna dolar ve coin eklemesi yaparak piyasaya çıkıyorlar. Bu durumda her kullanıcının varlığı, aynı oranda bir karşılıkla havuzda tutuluyor. Satış baskısı fiyatı düşürürken, alış baskısı ise fiyatı yükseltiyor. Ancak hiçbir şekilde, bu havuz başka işlemlerde kullanılamıyor.
Borsalar basit bir algoritma kullanarak, kullanıcılara dağıttıkları coin’lerin karşılığına denk gelen varlıkları tutmak zorundadırlar. Bunları herhangi bir hack olayına karşı da güvenceye almak zorundalar. Bunun için her ne kadar rezerv kanıtı gelse de yeterli olmayacaktır. Örneğin A borsasının yöneticileri, bu varlıklarla bir işlem açtığında havuzda bir çatlak meydana gelir. Bu çatlak olası bir çöküşte 1:1 oranında kullanıcıya ödeme yapamamak anlamını taşır.
Domino Taşları Devrilmeden Önce Önlem Alınmalı
Küresel bir endüstri olan kripto ekosistemini korumak için, geleneksel yöntemlere başvurmak yararlı olabilir. Borsalar, kullanıcılarından gelen tüm dolarların, karşılığına tekabül eden coin miktarını 1:1 oranda yansıtmalı. Bu yansıma güven verse bile, diğer yandan kasayı da sağlama almak gerekiyor.
Merkeziyetsiz bir yolculuk olarak başlayan kripto endüstrisinin, zamanla merkezileşmesi de burada öne çıkıyor. Çünkü borsalar, en ufak algoritma sapmasında çöküşün etkisini güçlendirebilir. FTX olayı bunun en önemli uyarılarından biri olmuştu.
Şahıslara ve kurumlara güvenmekten ziyade, küresel çaplı bir mecraya varlıkların emanet edilmesi tüm problemi çözebilir. Örneğin Dünya Merkez Bankası‘nın, borsa rezervlerini denetlemesi ve kontrol etmesi olası bir çöküşü de daha az sıkıntıyla halletmeye yardımcı olabilir.
Elbette burada borsaların da atması gereken bazı adımlar öne çıkıyor. Binance’in, kurtarma fonunda BNB, BTC ve BUSD birikimi var. Aslında borsaların, kripto endüstrisine yönelik oluşturduğu kurtarma fonunda tamamiyle stablecoin’lerin yer alması gerekiyor. Bu da en güvenilir stablecoin’lerden seçilmeli. Çünkü piyasanın yaşayacağı çöküşte stablecoinler peg olarak kalırken, kripto para birimleri düşüş yaşayabiliyor.
Sonuç
Yeni bir endüstri haline gelen kripto sektörü, bundan sonraki süreçte de varlığını devam ettirecektir. Bu yıl yaşanan FTX ve Luna olayları, kripto sektörünün daha güvenilir bir hale gelmesi ve daha korunaklı bir endüstri olmasını sağlayan faktörlerden biri oldu. Bu sayede, değişim ve denetleme başladı. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, kripto endüstrisini bambaşka bir seviyede görme olasılığımız çok yüksek.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.