Emre Yumlu 
Yapay zekâ tehditlerine karşı dijital kimlik doğrulamasından gelişmekte olan ülkelere internet erişimi sağlamaya kadar pek çok alanda blokzinciri teknolojisi, günümüzün temel problemlerine çözüm sunuyor.
Kripto ekosistemi yalnızca dijital para birimleri veya NFT’lerle sınırlı kalmadı. Zamanla dijital kimlik doğrulama sistemlerinden telekomünikasyon altyapılarına kadar geniş bir kullanım yelpazesine kavuştu. Dubai’de düzenlenen TOKEN2049 etkinliği öncesinde konuşan farklı projelerin kurucuları, blokzincirinin nasıl gerçek dünyadaki sorunlara çözüm sağladığını anlattı.
Yapay Zekâ Çağında İnsan Olduğunuzu Kanıtlamak Gerekebilir
Yapay zekâ teknolojileri son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Ancak bu gelişmelerin karanlık bir yüzü de var: AI destekli dolandırıcılıklar ve deepfake videolar giderek yaygınlaşıyor. Eskiden bir kişinin insan olup olmadığını ispatlamaya gerek duyulmazken, günümüzde bu ihtiyaç giderek artıyor.
Yeni nesil dolandırıcılıklar artık sahte banka hesap dökümleri, ikamet belgeleri ve hatta gerçek gibi görünen videolar üretmeyi mümkün kılıyor. Bu durum, insan kimliğinin dijital ortamda doğrulanmasını zorunlu hale getiriyor.
Bu soruna çözüm olarak geliştirilen Humanity Protocol, blokzinciri temelli bir sistem kullanarak bireylerin dijital kimliklerini güvenli biçimde doğrulamasını sağlıyor. Proje geliştiricisine göre internet ortamı botlar ve yapay zekâ ajanlarıyla dolu; bu yüzden kimin insan olduğunu güvenle anlamak artık kritik önem taşıyor.
Bağlantı Tekellerine Karşı Uzaydan Çözüm: Merkeziyetsiz Uydu Ağı
Dijital kimlik dışında, blokzincirinin uzaya uzanan bir kullanım alanı da dikkat çekiyor. Dünya yörüngesinde bulunan uydu bağlantı hizmetleri hâlihazırda birkaç dev şirketin kontrolünde. Bu durum, özellikle altyapısı zayıf olan 150’den fazla ülkenin bağlantı konusunda büyük oyunculara bağımlı hale gelmesine yol açıyor.
Bu soruna çözüm olarak geliştirilen Spacecoin, düşük maliyetli nano-uydular aracılığıyla merkeziyetsiz bir fiziksel altyapı ağı (DePIN) kurmayı hedefliyor. Proje kapsamında her uydu farklı kişi veya kuruluşlara ait olacak şekilde yörüngeye yerleştirilecek. Böylece uydu ağı bir şirketin tekelinde değil, katılımcıların sahip olduğu kolektif bir yapı haline gelecek.
Bu sistemde ödeme ve veri alışverişi için güven gerektirmeyen, blokzinciri tabanlı bir yapı kullanılıyor. Bu sayede hem şeffaflık hem de güvenlik sağlanmış oluyor. Projenin kurucusu, uzay endüstrisinin artık daha erişilebilir hale geldiğini ve bireylerin bile kendi uydularını fırlatabileceğini belirtiyor.
Son Dakika kripto para haberleri için hemen tıkla.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.