Kemerlerinizi bağlayın! Piyasa uzmanı Piero Cingari’ye göre, altın fiyatlarının fırlamasına neden olan belirli bir enflasyon eşiği var. Cingari, enflasyonun kontrolden çıkmasını ifade eden Inflaggedon‘u açıklıyor. Ayrıca, bu durumda altının nasıl performans göstereceğini tartışıyor.
Traderlar neden Inflageddon’a hazırlanmalı?
Küresel ekonomi şu anda yeni bir ‘Inflaggedon’un ya da geri dönüşü olmayan bir noktanın eşiğinde. Bu durumda enflasyon beklentileri sabit kalıyor. İnsanlar umutsuzca paralarını satın alma değerini koruyan herhangi bir şeye yatırmaya çalışıyorlar. Diğer her şey bir kart evi gibi parçalanıyor.
Haziran 2022’de ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Kasım 1981’den bu yana en yüksek olan yıllık %9,1 oranına yükseldi. Bir kez daha piyasa beklentilerini (%8,8) aştı. Enflasyon üst üste 25 ay boyunca arttı. Böyle bir kaçış en son 1970’lerin ortasındaki Büyük Enflasyon sırasında gerçekleşti. Bununla birlikte, en endişe verici konu, enflasyonun artık yalnızca gaz ve petrol gibi gıda ve enerji emtialarındaki fiyat artışlarıyla bağlantılı olmaması.
Bunun yerine, modern gelişmiş dünyada en yaygın tüketim bileşenleri olan konut, restoran, ulaşım ve tıbbi bakım gibi hizmetlerde enflasyon giderek daha fazla yerleşik hale geliyor. Hizmet enflasyonu, şu anda yıllık bazda %6,2 ile otuz yılı aşkın bir sürenin en zirvesinde.
Kırpılmış ortalama TÜFE, enflasyonun artık tüm tüketici sepetine orman yangını gibi yayıldığını gösteren bir başka gösterge. Kırpılmış ortalama enflasyon, daha net bir enflasyon sinyali almak için dağılımın üstündeki ve altındaki en düzensiz öğeleri ‘kırpar’. Burada, seri başladığından beri en yüksek olan yıllık %6,5 oranına ulaştık. Bizi buraya getiren faktörlerin kapsamlı ve ayrı ayrı analiz edilmesi gerekiyor. Peki Inflaggedon, altın fiyatlarını nasıl etkileyecek?
Enflasyon kontrolden çıkarsa altın nasıl performans gösterir?
Coinmuhendisi.com’dan takip ettiğiniz üzere ABD enflasyon oranı kırk yılı aşkın bir süredir en yüksek seviyede. Ortalama enflasyon endişe verici seviyeler gösteriyor
Altın genellikle etkili bir enflasyon riskinden korunma aracı olarak kabul görür. Ayrıca, yatırımcıların satın alma gücünü enflasyonun zararlı etkilerinden koruyabilen bir varlık olduğu söylenir. Ancak, veriler, altın ve enflasyon arasında her zaman net bir ilişki olmadığını gösteriyor. Esasen, yükselen enflasyonun altın fiyatlarında artışa neden olması veya bunun tersi her zaman geçerli değil.
2022’nin ilk yarısında tanık olduğumuz gibi, enflasyonist baskılar sarı metalde büyük kazanımlara yol açmadı. Enflasyonun yanı sıra, altın fiyatlarını etkileyen birkaç şey var. Ancak enflasyon çift haneli seviyeleri aştığında altının performansı her zaman tavan yaptı.
Enflasyon ve altın: İşte bu şok edici tablo ne diyor?
Aşağıdaki grafik, ABD TÜFE‘nin bir önceki yıla göre %11 ve üzerinde arttığında (yatay eksen), altın fiyatlarının olağanüstü performans gösterdiğini (dikey eksen) gösteriyor.
Enflasyon tek hanelerde kaldığında, iki değişken arasındaki bağlantı zayıf. Genel olarak, enflasyon %10’un altındayken altın tutarsız bir performans sergiledi. Ancak %10’u aşan enflasyon oranları altının büyük yükselişini tetikledi. Bu, tarihte yalnızca birkaç kez oldu. Ancak çoğunlukla 1970’lerin Büyük Enflasyonu sırasında. Enflasyon bu kadar yükselirken altının fiyatı neden yükseliyor?
Altın ve enflasyon: Güven ve korku kaybına karşı bir sigorta
Tarihsel olarak, altın devlet tarafından ihraç edilen kağıt para birimi ile rekabet etmiştir. Dolardan farklı olarak altın, doğada sabit bir miktar olduğu için bir merkez bankası tarafından basılamaz. Öte yandan reel ekonomide her gün bir şeyler alıp satmak için altın değil kağıt dolar kullanmamız gerekiyor. Ancak, insanlar merkez bankasının tüketici fiyat artışlarını kontrol etme yeteneğine olan güvenlerini yitirdiğinde ve para birimlerinin gerçek satın alma gücünün azaldığını gördüklerinde, altın almak için acele ederler.
Enflasyonun %10’luk psikolojik engeli aştığı anda, güvenilirlik kaybının tetiklenmesi muhtemeldir. İşlerin psikolojik yönü, insanların paralarını nasıl idare ettikleri konusunda önemli bir rol oynuyor. Doğal olarak, çift haneli enflasyon oranları kritik bir endişe yaratıyor. Ya tüm bunlar hükümetin borcunu yapay olarak düşürmek için tasarlanmışsa?
Bir ülkenin borcunu azaltmanın üç yolu var. Birincisi, politik olarak başarılması zor olan vergileri artırarak veya hükümet harcamalarını azaltarak ‘kemer sıkma’ programlarını uygulamaktır. İkinci yol, teknolojik ilerlemeyi gerektiren ekonomik büyümeyi yönlendiren artan üretkenliktir. Üçüncü yöntem ve belki de en basiti enflasyondur.
Tarih, bir hükümetin borcunu şişirme fikrinin, para birimi devalüasyonu ve değer kaybı korkusunda artışa neden olduğunu gösteriyor. 2021’in sonunda, ABD’nin borç/GSYİH oranı, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en yüksek seviye olan %137’ye ulaştı. Federal Rezerv politika yapıcıları şimdi agresif faiz artışlarına rağmen enflasyonu kontrol etmek için mücadele ediyor. Belki de Fed çok geç uyandı. Ya da enflasyondaki artış, küresel enerji krizi gibi para politikasının kapsamı dışındaki faktörlerden kaynaklanıyor.
Mesele şu ki, enflasyonun politik nedenlerle kontrolden çıkabileceğine dair bir endişe var. Bu durumda, enflasyona karşı bir önlem olarak altına olan talep hızla artıyor. Bu da külçenin fiyatında büyük bir artışa neden oluyor. 1970’ler kanıt olarak hizmet etti. 2022’de tarih tekerrür mü edecek?
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.