Saltık 
Yatırım bankası TD Cowen‘a göre, ABD Yüksek Mahkemesinin daha önce federal kurumların yasaları uygun gördükleri şekilde yorumlamalarına izin veren Chevron doktrinini bozma yönündeki son kararı, özellikle kripto endüstrisindeki yasama çabalarına yeni zorluklar getirdi. Mahkeme Cuma günü 40 yıllık kararı tersine çevirmek için 6-3 oy kullandı; bu, kripto sektöründeki bazı kişiler tarafından avantajlı görülen bir hamle.
Chevron doktrini idare hukukunun temel taşı olmuştur ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) gibi kurumlara kanunların yorumlanmasında önemli bir hareket alanı sağlamaktadır. Devrilmesiyle birlikte ajansların artık daha dikkatli ilerlemesi gerekecek ve bazıları bunun kripto endüstrisine fayda sağlayabileceğine inanıyor. TD Cowen Washington Araştırma Grubu’ndan Jaret Seiberg, “Yüksek Mahkeme karar verdikten sonraki geleneksel görüş, kararın kripto sektörüne fayda sağladığı yönündedir” dedi. “Bu, kripto paraların gelecekte SEC kurallarına ve uygulamalarına meydan okumasına yardımcı olacak. Ancak geçmiş kararları değiştirmiyor veya önceki kararları yeniden değerlendirmeye açmıyor.”
Ancak karar aynı zamanda, özellikle stabilcoinler ve daha geniş kripto düzenlemesi ile ilgili olarak sektörü düzenlemeye yönelik yasal çabaları da karmaşık hale getiriyor. Mayıs ayında ABD Meclisi, Cumhuriyetçilerin önderliğinde bir miktar Demokrat desteği de içeren bir girişim olan 21. Yüzyıl için Finansal Yenilik ve Teknoloji Yasasını (FIT21) kabul etti. Eş zamanlı olarak hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’daki milletvekilleri, stablecoin’leri düzenleyecek yasa tasarılarını değerlendiriyor.
Seiberg önemli bir konunun altını çizdi: iki partili uzlaşma sağlamak için yasama dilini muğlak tutma taktiğinin ortadan kaldırılması, bu da düzenleyicilerin ayrıntıları yorumlamasına olanak tanıdı. Seiberg, “Kongre ne olması gerektiğini açıkça ifade etmede başarısız olsa bile, yasa yapıcılar daha sonra düzenleyiciyi Kongre’nin amacına uymadığı için eleştirebileceği için bu, siyasi faydalar sunuyor.” diye açıkladı.
Chevron kararı, yasa koyucuları daha önce mevzuatın yorumlanmasına bırakılan ayrıntılar konusunda daha spesifik olmaya zorlayacak. Bu, diğer karmaşık konuların yanı sıra, bir tokenın menkul kıymet olmaktan çıkıp emtiaya ne zaman geçiş yaptığını tanımlamayı da içerir. Seiberg, yasa koyucuların perakende yatırımcıların ticaret platformlarındaki staking programlarına katılımı veya kökenlerini gizlemek için karıştırılan tokenlara AML/BSA kontrollerinin uygulanması gibi belirli senaryoları ele alması gerektiğine dikkat çekti.
Seiberg, “Mahkemelerin artık bu kararları ikinci kez tahmin etmesi muhtemel olduğundan, her iki taraf da artık düzenleyiciye erteleme konusunda rahat olmayacak” diye ekledi ve Chevron kararının ileriye dönük olarak daha ayrıntılı ve kesin bir yasama dili gerektireceğini belirtti.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.