ABD’nin ulusal borcu yaklaşık 37 trilyon dolara ulaştı. Bu rekor seviye, ekonomistler ve politika yapıcılar arasında yeni tartışmalar başlattı. Faiz ödemeleri hızla artıyor, borç/GSYİH oranları yükseliyor.
37 Trilyon Dolar Ne Anlama Geliyor?
2025 ortasında toplam federal borç 36,8 trilyon dolara yükseldi. Yakında 37 trilyon doları aşması beklenmekte. Bu miktar, ABD Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYİH) yaklaşık %123’üne eşdeğer. Yani bu oran, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki borç seviyelerini geçti. Kongre Bütçe Ofisi (CBO), mevcut politikalar sürerse önümüzdeki on yılda bu oranın %130’u aşacağını öngörüyor.
Temel Riskler ve Ekonomik Etkiler
- Faiz Ödemeleri Artıyor: Faiz oranları yükselince, hükümet yılda 1 trilyon dolardan fazla faiz ödemesi yapacak. Bu miktar, savunma bütçesine yaklaştı, hatta onu geçti. Bu yük sağlık, altyapı ve eğitim harcamalarını gölgede bırakabilir.
- Ekonomik Büyüme Yavaşlayabilir: Ekonomistler, özel yatırımların azalıp devlet borcuna yönelmenin üretkenliği ve ücret artışını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Araştırmalar, artan borcun 2035’e kadar GSYİH’yi %1’den fazla azaltabileceğini gösteriyor. Bu da milyonlarca kişinin iş kaybına neden olabilir.
- Enflasyon ve Mali Dengesizlik: Büyük bütçe açıkları, merkez bankalarını faiz oranlarını düşük tutmaya zorlayabilir. Yani bu durum, enflasyon kontrolünü zorlaştırır ve para politikasının etkinliğini azaltır.
- Kredi Notu ve Yatırımcı Güveni: Moody’s, 2024’te ABD’nin kredi görünümünü düşürdü. Ayrıca bu, hükümetin daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına yol açabilir. Yatırımcılar güvenini kaybederse, Hazine tahvil getirileri yükselebilir. Böylece hem yerel hem küresel piyasalarda dalgalanma artar.
ABD Dolarına Baskı
Bununla birlikte artan borç ve bütçe açıkları doların güvenini zedeler. Dolar hala rezerv para birimi olsa da, mali disiplinsizlik yatırımcıları dolar varlıklarından uzaklaştırır. Bu da dolar üzerinde aşağı yönlü baskı yaratır.
Milyarder yatırımcı Ray Dalio, Hazine tahvillerindeki arzın talebi zayıflatacağını ve bunun enflasyonu yükseltip dolar değerini düşürebileceğini söylüyor. Öte yandan Mali politika uzmanları, kontrolsüz harcamaların önümüzdeki on yılda borcu 6 trilyon dolar artırabileceğini ve faiz maliyetlerini yükseltebileceğini belirtiyor. Cato Enstitüsü ve Peter G. Peterson Vakfı gibi kuruluşlar, iki partili reformlar çağrısı yapıyor.
Bu arada ABD hala önemli avantajlara sahip. Dolar küresel rezerv para birimi olarak güçlü talep yaratıyor. Borcun büyük kısmı yurt içinde, hükümet fonları ve Amerikalı yatırımcılar tarafından tutuluyor. Bu durum dış satış riskini azaltıyor. Küresel krizlerde yatırımcılar ABD tahvillerini güvenli liman olarak görüyor. Borç yüksek olsa da borçlanma maliyetleri nispeten düşük kalıyor.
Son Dakika kripto para haberleri için hemen tıkla.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.


