Terra (LUNA)’ya bağlı UST’nin çöküşüyle bu altcoin sektörü için düzenleme talepleri de arttı. Yaklaşmakta olan AB düzenlemesinde stablecoin’ler ihraççıları için katı şartlar yer alıyor. Bunun yanı sıra, başka endişe alanları da var.
Yeni AB yasası bu altcoin sektörünü nasıl etkileyecek?
Coinmuhendisi.com’dan takip ettiğiniz üzere 2022 yılı, önde gelen kripto paralarda ve genel olarak finansal piyasalarda ciddi düşüşleri getirdi. Bunun yanında önde gelen yargı bölgelerinde kripto için büyük yasal çerçeveler gündeme geldi. ABD senatörleri Cynthia Lummis ve Kirsten Gillibrand’ın “kripto para yasası”nın ortak sponsorluğunu yapıyor. Ancak, bu tasarının daha gidecek çok yolu var. Bununla birlikte, Avrupalı muadili Kripto Varlık Piyasaları (MiCA) tasarısı, sonunda üçlü müzakerelerden geçti.
30 Haziran’da, Avrupa Parlamentosu üyesi ve MiCA düzenlemesi raportörü Stefan Berger, Avrupa Birliği’ni kripto varlık düzenlemesine sahip ilk kıta yapan “dengeli” bir anlaşmanın yapıldığını açıkladı. Anlaşma gerçekten bu kadar “dengeli” mi? Genel olarak kriptoyu ve özellikle de en önemli altcoin sektörlerinden bazılarını nasıl etkileyecek?
Doğrudan yasak yok, ancak daha sıkı inceleme var
Sektör, en son MiCA taslağını karışık bir yanıtla karşıladı. Bazı uzmanların temkinli iyimserliği, Twitter’daki ‘işe yaramazlık’ teşhisiyle dengede duruyor. Paket, Proof of Work (PoW) madenciliğinin fiili bir yasağı olan en endişe verici bölümlerinden birini düşürdü. Ancak, özellikle stablecoin’lerle ilgili olarak hala bir dizi tartışmalı yönerge içeriyor.
İronik olarak, stablecoin’lerin ekonomik sisteme getirdiği riskleri değerlendiriyor. Bununla birlikte, Avrupa Komisyonu, belgede Seçenek 3 olarak etiketlenen doğrudan yasaktan çekiniyor. Bunun yerine “ılımlı” seçeneklerin bir kombinasyonunu seçiyor. Seçilen yaklaşım, stablecoin’leri AB’nin ‘e-para’ tanımının yakın bir analogu olarak nitelendiriyor. Ancak mevcut Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri direktiflerini konuyu ele almaya uygun görmüyor. Bu nedenle, bir dizi yeni “daha katı” yönerge öneriyor.
‘Varlığa dayalı token’ ihraç edenler için en önemli gereklilik, ihraççıların fonlarında rezervlerden ayrı olarak saklamaları zorunlu olacak olan rezerv varlıklarının ortalama miktarının %2’si. Bu, 70 milyar doların üzerinde rezervine sahip olduğunu iddia eden Tether’in, gereksinime uymak için ayrı bir 1,4 milyar dolar tutmasını sağlayacak. Circle’ın rezerv miktarı (55 milyar dolar) ile bu sayı 1,1 milyar dolar olacak.
Toplulukta kargaşaya neden olan bir diğer kriter, günlük işlemler için getirilen üst sınır. Bu sınır günlük 200 milyon avro olarak öngörülüyor. Ancak, 24 saatlik günlük Tether (USDT) hacmi 50,40 milyar dolar (48,13 milyar euro). USD Coin (USDC) 5,66 milyar dolar (5,40 milyar euro). Bu nedenle, böyle bir standart zorunlu bir yasal tartışmaya yol açacaktır. Bunun dışında yönergeler, stablecoin ihraççıları için çeşitli standart resmi prosedürler belirledi. Bunlar arasında, AB’de tüzel kişilikleri kaydettirme zorunluluğu yer alıyor. Ayrıca, zorunlu ifşa gerekliliklerine sahip üç aylık raporlar ve teknik incelemeler sağlama yükümlülüğü de var.
Stablecoin sektörünün ötesinde neler var?
Bazıları, stablecoin’ler için katı MiCA yönergelerini büyük bir tehdit olarak görmüyor. Stellar Development Foundation’ın baş hukuk görevlisi ve politika ve hükümet işleri başkanı Candace Kelly, “çerçeve mükemmel olmaktan uzak” diyor. Ancak, kripto endüstrisinin AB’nin nerede durduğunu daha iyi anlamasına yardımcı olacağını söylüyor.
Kripto uyumluluk firması Tacen’in baş ürün sorumlusu ve kurucu ortağı Budd White, günlük işlemlerdeki üst sınırla ilgili endişelerin Avrupa’da toplu kurumsal benimsemeye engel teşkil edebileceğini söylüyor. Ancak, %2’lik talebi özellikle endişe verici bulmuyor. Ayrıca, bunu güven ve mahremiyeti dengelemek ve yatırımcılar için bir sigorta katmanı sağlamak için bir adım olarak görüyor:
Günün sonunda White, endüstrinin bazı endişeleri haklı buluyor. Ancak, MiCA’yı AB’deki kripto düzenlemesi için oldukça önemli bir adım olarak görüyor. Düzenlemenin başka bir bölümüne, Non Fungible Token’ler (NFT) için yönergelere dikkat çekiyor. Mevcut tanım, NFT’leri düzenlenmiş menkul kıymetlere çok benzer görüyor. NFT sanatının ve koleksiyon ürünlerinin yorumlanması için muğlak bir alan bırakıyor.
Kelly’nin görüşüne göre, MiCA’da stablecoin’ler dışında başka bir endişe alanı daha var. Bu da, kripto varlık hizmetleri sağlayıcısı (CASP) doğrulama gereksinimleri. Çerçeve, kapsamına kişisel cüzdanları dahil etmekten uzak duruyor. Bunula birlikte Kelly, kişisel cüzdanların CASP’ler tarafından sahipliğini doğrulama ve ardından riske dayalı Müşterinizi Tanıyın ve Kara Para Aklamayı Önleme prosedürlerinin uygulanması rejiminin CASP’ler için oldukça külfetli olacağından şüpheleniyor.
Londra merkezli kredi protokolü Euler’in CEO’su ve kurucu ortağı Michael Bentley, MiCA’nın yeniliği destekleme ve piyasaya güven verme yeteneği konusunda da olumlu. Bununla birlikte, birçok bireysel kripto yatırımcısı için çok külfetli olması muhtemel. Çünkü, 1.000 avronun üzerindeki transferler için bireysel raporlama gereksinimleri hakkında şüpheleri var.
Bu altcoin sektörü, dijital euro için bir tehdit mi?
Bu noktada düpedüz varoluşsal bir tehdit olmayabilir. Ancak, stablecoin’ler için Avrupa yönergeleri, AB’nin kendi dijital euro projesiyle eninde sonunda özel dijital para birimlerini geride bırakma arzusunu gösterebilir mi? Avrupa Merkez Bankası, merkez bankası dijital para birimini (CBDC) iki yıllık soruşturma aşamasını Temmuz 2021’de başlattı. Ayrıca, olası bir 2026 sürümü yayımlandı. Yakın tarihli bir çalışma belgesi, geleneksel dijital ödemelere kıyasla ‘anonimliği olan bir CBDC’nin tercih edilebileceğini söylüyor.
White, AB’nin hedefi kendi CBDC’sini oluşturmak için rekabeti azaltmaksa şaşırmayacağını söylüyor. Ancak bunun başarılı olabileceğine inanmıyor. Ona göre, bağımsız stablecoin’ler piyasadan kesilemeyecek kadar ana akım haline geldiğinden, artık çok geç. Aynı zamanda, geçerli bir hükümet destekli dijital para birimi henüz oluşturulmadı. Ona göre, bu geliştirme için deneme yanılma gerekecek.
Dixon için bu bir ya-ya da sohbeti olmamalı. En iyi senaryoyu, stablecoin’lerin ve CBDC’lerin bir arada var olduğu ve birbirini tamamlayıcı olduğu senaryo olarak görüyor. Sınır ötesi ödeme kullanım durumlarında, merkez bankalarının birlikte çalışabilirliği sağlamak ve bir işlemi gerçekleştirmek için gerekli aracı sayısını azaltmak için standardizasyon üzerinde birlikte çalışması gerekecektir.
Bu arada, bu altcoin sektörünün (stablecoin) küresel olarak benimsenmesi gelişmeye devam edecek. Sonuç olarak, satın alınabilirlik ve işlemlerin hızı nedeniyle daha fazla tüketicinin ve küçük işletmenin sınır ötesi ödemeler göndermek ve almak için stablecoin kullanmasını beklemeliyiz.
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.