Emre Yumlu 
Altın, 3.800 dolar seviyesini aşarak rezervlerdeki önemini bir kez daha kanıtladı. ABD dolarına olan güvenin zayıfladığı bir dönemde gelen bu yükseliş, merkez bankalarının neden altına yöneldiğini gözler önüne seriyor. Öte yandan, Deutsche Bank’ın yeni raporu Bitcoin’in de 2030’a kadar rezervlerde altının yanında yer alabileceğini öne sürüyor – ancak bunun için volatilitesinin daha da düşmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Schiff: “Altının Yükselişi Politika Başarısızlığını Gösteriyor”
Ekonomist Peter Schiff, altının 3.800 dolar, gümüşün ise 47 dolar üzerine çıkmasını Fed’in faiz indirimleri veya ABD’nin ekonomi politikalarının başarısı olarak görmediğini belirtti. Schiff’e göre bu yükseliş, mali ve parasal politikalardaki ciddi başarısızlıkların yansıması.
Schiff’in açıklamaları, merkez bankalarının altın rezervlerini artırmaya devam ettiği ve dolara alternatifler aradığı bir döneme denk geldi.
Doların Payı Küresel Rezervlerde Azalıyor
Veriler, doların küresel rezervlerdeki payının 2000’lerin başında %60 seviyelerindeyken 2024 itibarıyla %43’e kadar gerilediğini ortaya koyuyor. Özellikle Çin’in geçen yıl 57 milyar dolarlık Hazine tahvilini elden çıkarması bu süreci hızlandırdı.
Dünya Altın Konseyi’nin yaptığı bir ankete göre, merkez bankalarının %43’ü önümüzdeki yıl altın rezervlerini artırmayı planlıyor. Katılımcıların %95’i ise küresel altın varlıklarının büyümeye devam edeceğini öngörüyor.
Bu eğilim, altının 2025’te rekor performans göstermesinde önemli rol oynadı. Artık altın yalnızca bir “güvenli liman” değil; aynı zamanda enflasyona, jeopolitik risklere ve ABD varlıklarına yönelik azalan güvene karşı bir “egemenlik aracı” olarak görülüyor.
Bitcoin’in Rezervlerdeki Olası Rolü
Altının yükselişiyle paralel şekilde, Bitcoin de rezerv tartışmalarında adını daha sık duyurmaya başladı. Deutsche Bank’ın hazırladığı rapora göre, Bitcoin 2030’a kadar altınla birlikte merkez bankalarının bilançolarında yer alabilir. Raporda, Bitcoin’in oynaklığının tarihsel düşük seviyelere indiği vurgulandı.
Buna rağmen, Bitcoin fiyatı son dönemde momentum kaybetti. Ağustos ayında 123.500 dolara yükselen BTC, bu hafta 113.000 doların altına geriledi. Bu dalgalanmalar, merkez bankalarının temkinli yaklaşımını destekliyor. Ancak kurumsal benimseme hızla artıyor: 180’den fazla halka açık şirket Bitcoin veya diğer dijital varlıkları rezervlerinde tutuyor. Özellikle MicroStrategy’nin uyguladığı uzun vadeli birikim stratejileri birçok şirket tarafından örnek alınıyor.
Politika ve Algı Bitcoin’in Yolunu Belirliyor
Kurumsal ve siyasi söylemler, Bitcoin’in gelecekteki konumunu şekillendirmeye devam ediyor. Deutsche Bank, Bitcoin’in seyrini 20. yüzyılın başındaki altının kabul sürecine benzetiyor. Bugünkü şüpheciliğin, ilerleyen yıllarda benimsemeye dönüşebileceği öngörülüyor.
Öte yandan, ABD Merkez Bankası’nın son faiz indirimi öncesinde Eric Trump’ın yaptığı “gevşek para politikasının dijital varlıkları uçurabileceği” yönündeki açıklaması, Bitcoin’in makroekonomik kararlarla ne kadar iç içe geçtiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Son dakika kripto para haberleri için hemen tıkla
Konu ile ilgili yorumlarınızı bize yazabilirsiniz. Ayrıca, bu tarz bilgilendirici içeriklerin devamının gelmesini isterseniz, bizleri Telegram, Youtube ve Twitter kanallarımızdan takip edebilirsiniz.